Online Sınıf Çocukları
Covid-19 Sürecinde Online Eğitim
Pandemi, dünya üzerinde birçok sistemi değiştirdi veya sistemlerin baştan yaratılmasına ve tüm kuralların tekrar yazılmasına sebebiyet verdi. Eğitim sistemi, pandeminin üzerinde belki de en etkili olduğu kollardan birisi. Bulaş riskinin çok olmasıyla eğitimin yüz yüze gerçekleştirilememesi, farklı alternatifler aranmasına ve nihayetinde eğitimin online olarak devam ettirilmesine vesile oldu. Online eğitim sadece ülkemizde değil küresel olarak tüm dünyada benzer şekilde uygulanmaktadır ve bu eğitim sisteminin küresel olarak etkilendiğini ve değiştiğini göstermektedir. UNESCO ve UNICEF verileri göz önünde bulundurulduğunda tüm dünya üzerindeki çeşitli eğitim düzeyindeki öğrencilerin yarısına denk gelen kısmı bahsedilen uygulamalar sebebi ile eğitimden geri kalmıştır (UNESCO, 2020a; UNICEF, 2020).
Online eğitim sistemi içerisinde tüm öğrencilerin benzer şartlar ve imkanlar dahilinde olmadığı bilinmektedir (Can, 2020). Çocukların evlerindeki imkanlar dahilinde internet yolu ile, tablet, telefon veya EBA TV üzerinden televizyon ile eğitimlerine devam etme çabası bulunmaktadır. Bu süreçte içinde çocukların bulundukları tüm evlerin bir “okul”a dönüşmesi ve derslere girerken kullanılan platformların (Tablet, telefon, bilgisayar vs.) yeni “sınıf”lara dönüşmesi hem ebeveynlerin sorumluluklarını arttırmış hem de çocukların ebeveynlere olan ihtiyacını arttırmıştır (Can, 2020).
Ev Ortamındaki Zorluklar
Çocukların dikkat becerileri göz önünde bulundurduğumuzda, özellikle küçük yaş grubu çocukların alışık olmadıkları online eğitim sistemine uyum sağlamalarının zor olduğunu gözlemlemekteyiz. Dikkat dağıtıcı nesnelerin ev içerisinde çok fazla olması, online eğitim sisteminde kamera kapatarak derste görünüp başka aktivitelerle uğraşma imkânı çocukları cezbetmektedir. Yüz yüze eğitimde olduğu gibi, çocukların dikkatinin dağıldığını tespit edip müdahale etmek öğretmenler açısından daha zordur; derslerin işlendiği programlarda tüm çocukları aynı anda görmek mümkün olmayabilmektedir ve müdahale edilse bile çocuğun dikkati aynı çabuklukta dağılabilmektedir. Okul ortamında derste bulunan bir çocuğun göstereceği otokontrol ile online eğitimdeki bir çocuğun otokontrol seviyelerinin aynı olması beklenmektedir, fakat bunun pratikte mümkün olmadığı gözlenmektedir. Mevcut durumda çocuklar ebeveynlerinin onların yanında olmasına, gözlemlerine ve dağıldıklarında uyarılmaya ihtiyaç duyabilmektedir, fakat yine pratikte birçok ebeveynin çalışıyor olmasından ötürü çocuklar evde tek başlarına derse katılımaktadır veya evde büyükler (Anneanne, babaanne vs.) bulunmakta ve onların da süpervizyon yetileri çocuklar için yeterli olmamaktadır.
Bu süreçte evde daha önceden koyulan kuralların çoğu da esnemek durumunda kaldı. Yatma ve kalkma saatleri belli olan çoğu çocuğun uyku düzeni değişti; daha geç yatıp daha geç kalkıyorlar ve ebeveynlerin çoğu bu durumdan şikayetçi olmakla birlikte artık müdahale edemediklerini belirtiyor. Okul çocuklar için aynı zamanda takip etmesi kolay bir rutin program sağlıyordu, hafta içi her gün aynı saatte kalkıp aynı saatte yatıyorlardı ve günlerinin planı onlar için de belirli ve sabitti, zorlukla değişirdi.
Okulun çocuklara sağladığı imkanlar dersten çok daha fazla. Öncelikle okul tüm eğitim seviyelerindeki çocuklar için bir sosyalleşme kaynağı. Kendi gelişim evrelerinin gerekliliklerine uygun olarak çocuklar arkadaşlık ilişkilerini önemli noktalara koyar ve arkadaşlıklarından sosyal destek sağlarlar. Çocukların akranları ile geçirdikleri vakit onlar için çok değerlidir ve sosyal becerilerinin gelişmesi açısından desteklenmelidir. Var olan düzende çocuklar arkadaşları ile sosyal iletişimlerinden de geri kalmış ve pandemide evde geçirilen süreç giderek sıkıcı bir hal almaya başlamıştır. Online olarak devam etmek zorunda kalan arkadaşlık ilişkileri de çocuklar için etkinliğini kaybetmiş veya çocuklar sürekli telefonda arkadaşları ile iletişim halinde bulunduğundan ebeveynler kontrol kaybı hissi yaşamaya, iletişimleri sınırlandırma ihtiyacı hissetmeye başlamışlardır.
Neler Yapılabilir?
Pandemide online eğitim süresince ebeveynlerin de ev şartlarında değişiklikler veya düzenlemeler yapmaları gerekmektedir. Çocukların derslerini takip ettikleri süre zarfında, ebeveynlerin onları görebilecekleri ve derslerinde bulunup bulunmadıklarını ara ara kontrol edebilecekleri bir ortam sağlamalarında fayda olacaktır. Bu ergenlik çağındaki çocuklar için sorun yaratabilir fakat küçük yaş çocuklarında gerekli olabilir çünkü küçük yaş grubu çocuklarının dikkat uzamları daha kısadır ve çabuk dağılabilirler.
Ders ortamında mümkün olduğu kadar az dikkat dağıtıcı nesne olması gerekmektedir. Çocuklar mümkün ise yataklarının bulunduğu odalarda online derslere katılmak yerine çalışma ortamını andıracak odalarda derslerine katılırlarsa dikkatlerini daha kolay verebilirler. Dikkat çekici nesneler ne kadar fazla olursa çocuklar o kadar kolay dağılırlar; örneğin oyuncaklarla dolu bir odada online ders dinlemeye çalışan bir ilkokul çocuğunun dersten sıkıldığı ilk anda aklına oyuncaklarının gelmesi ve dönüp onlarla oynamak istemesi çok muhtemeldir ve online eğitim sürecinde bu okul şartlarına göre çok daha mümkündür. Çocukların online eğitim sürecine uyumlarında çevresel düzenlemeler bu anlamda çok önem taşımaktadır. Tüm kontrolü çocuklara bırakmak sağlıklı sonuçlar doğurmamaktadır.
Pandemi süresince online eğitimde derslerin saatleri belli olsa da çocuklar okul kadar disiplinli bir şekilde bu takibi sağlayamıyorlar. Bu konuda da elden geldiği kadar çocukların okula gider gibi yatıp kalkmaları, derslere pijamaları ile girmemeleri, böylece üstlerini değiştirerek psikolojik olarak da ders ortamına hazırlanmaları sağlanabilir. Kahvaltılarını ders sırasında değil dersler başlamadan önce yapmaları, online eğitimde verilen aralarda mümkünse fiziksel aktivite sağlayacak şekilde enerjilerini atmaları sağlanmalı ve okul rutininin getirdikleri elden geldiğince korunmalıdır. Rutin hepimizin hayatında önemli bir yer tutmaktadır ve rutinin bozulması çocuklar için de olumludan çok olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Online eğitim süresince çocuklar eskiden izin verilenden daha fazla ekran kullanımında bulunsalar da, zorunlu ekran kullanımı ve keyfiyetten kullanım (Oyun oynama, video izleme vs.) ayrılmalı ve keyfi kullanım önceden koyulan kurallar dahilinde olmalıdır.
Özellikle küçük çocukların ekran kullanımlarını mümkün olduğu kadar kontrolde tutulmalı, fakat bunu yaparken akran ilişkilerine zarar vermemeye de özen göstermelidir.
Yaşanan dönem içerisinde hiçbir şartın normal olmadığını, doğal olarak da verdiğimiz tepkilerin anormal bir duruma verilen normal tepkiler olduğunu unutmamalıyız. Çocuklar için de evde kurulan “online sınıf”larda ders işlemek alışılmadık, anormal bir süreçtir ve uyum sağlamaları kolay olmamaktadır. Ebeveynler olarak olabildiğince toleranslı olunmalı, ev içerisindeki kurallar mümkün olduğunca sabit tutulmalı ve ev rutini eski halinde yürütülmeye çalışılmalıdır. Bu süreçte ebeveynlerin de her zaman sakinliğini koruyamayacağı, onların da süreçlerinin anormal değişikliklere maruz kaldığı akılda tutulmalı, zaman zaman meydana gelebilecek aksilikler büyütülmemeli ve ev ortamının huzuru birinci öncelik olmalıdır. Çocukların gerçek sınıflarına bir an evvel kavuşması, arkadaşları ile kucaklaşması ve çok özledikleri okulları ve öğretmenleri ile bir an evvel birleşmeleri ümidi ile…
Kaynakça;
- Can, E. (2020). Coronavirüs (Covid-19) pandemisi ve pedagojik yansımaları: Türkiye’de açık ve uzaktan eğitim uygulamaları. AUAd, 6(2). 11-53.
- UNESCO. (2020a). School closures caused by Coronavirus (Covid-19). UNESCO. https://en.unesco.org/covid19/educationresponse
- UNICEF. (2020). UNICEF and Microsoft launch global learning platform to help address COVID-19 education crisis. UNICEF. https://www.unicef.org/press-releases/unicef-and-microsoft-launch-global-learning-platform-help-address-covid-19-education
Uzman Bilgisi
Yazıları
Ekran Bağımlılığı
Her geçen gün daha fazla ebeveyn, çocuklarının tablet, telefon veya bilgisayar kullanımından dolayı endişelerini dile getiriyor. Başka sebeplerle kliniğe gelseler dahi hemen her çocuk ve genç için ikincil problem fazla ekran kullanımı oluyor. Yetişkinler için de bu durum çok farklı değil. Herhangi bir yerde etrafınıza baktığınızda, artık çoğu kişinin telefonu veya başka bir akıllı cihazla …
Oyun Bağımlılığı Nedir?
Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bireylerde teknolojiye ilişkin bağımlılık gelişebilmektedir. DSM V’te “İnternet Oyun Oynama Bozukluğu” adı altında oyun bağımlılığı yeni bir psikolojik durum olarak değerlendirilmektedir.
Narsisizme Farklı Bir Bakış
Narkissos yüzyıllar sonra kendisinden bu kadar bahsedildiğini bilse çok mutlu olurdu. Bilmeyenler için özetleyecek olursam Yunan mitolojisindeki Narkissos çok yakışıklı ve kendini beğenmiş bir karakter. Herkesi kendine aşık eder, fakat o kimseyi sevemez. Echo ise çok konuşkan bir peri ama Zeus’un eşi Hera tarafından lanetlendiği için sadece karşısındakinin son kelimesini tekrarlar. Echo, bir gün ormanda …
Psikoloji Nedir?
Psikoloji kelimesi diğer adıyla ruh bilimi, Yunancada ‘psykhe’ ile ‘logos’ kelimelerinin bir araya getirilmesiyle türetilmiştir. Psykhe Yunancada ‘ruh’ anlamına gelirken; Logos ise ‘bilgi’ anlamına gelmektedir.
Trikotillomani Nedir?
Trikotillomani halk dilinde saç koparma hastalığı olarak bilinmektedir ve tanı kitaplarında obsesif kompulsif bozuklukları adı altında sınıflandırılmaktadır. Bireyin stres ve kaygı altındayken dürtüsel bir biçimde kendi saç, kirpik, kaş gibi tüylerin yolunması sonucu ortaya çıkan psikolojik bozukluk olarak tanımlanmaktadır (APA, 2013).
Psikoz Nedir?
Psikoz kelimesi Yunanca psyche(ruh, zihin) ve osis(anormal veya hastalıklı) kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş bir kelimedir. Gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulmalarında ortaya çıkan rahatsızlıklara verilen genel bir isimdir. Psikoz kişinin düşünceleri veya algılarıyla gerçekliğin birbirine karışması olarak da ifade edebileceğimiz ciddi bir rahatsızlıktır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Şizotipal kişilik bozukluğu tipik, karakteristik bir bozukluk mudur yoksa arada kalmış bir ifade midir?
Evlilikte Sağlıklı Tartışma
Evlilikte Sorun Çözme Yolları – Sağlıklı Tartışma Nasıl Olmalıdır? Evlilik iki farklı bireyin kişilik özelliklerinin, kültürünün, görüş açılarının farklılığının, değer ve inançlarının ve sosyal yaşantılarının bir araya gelerek oluşturdukları yapıdır. Kişiler bu yapı üzerinden kendilerini yeniden tanımaya başlarlar.
Duygusal İhmal’in Duygusu: Boşluk
Çocukluk döneminde bireylerin maruz kaldığı travmalar, kişilerin yaşamında derin izler bırakabilmektedir. Yaşanan ihmal ve istismarlar bireylerin ergenlik ve yetişkinlik yaşantılarında psikolojik sorunları da beraberinde getirebilmektedir.
Empati: Başkalarını Anlama Ve Empatik Bağlantı Kurma Sanatı
Empati kavramından Türk Dil Kurumu’nun web sitesinde duygudaşlık olarak kısaca bahsedilmektedir, psikolojiyle ilgili kaynaklarda ise eşduyum olarak bahsedildiğini de görebiliriz.
Maskeli Depresyon Nedir?
Maskeli depresyon, diğer adıyla gizli veya gülümseyen depresyon olarak da karşımıza çıkmaktadır. Maskeli depresyon, depresyonun alt türlerinden biridir. Depresyon, kişide karamsar düşünceler, çökkünlük, üzüntü hali, geleceğe dair umutsuzluk, mutsuzluk, hayattan keyif alamama hissi ve bunlarla beraber uyku bozukluğu ile iştahsızlığın yaşandığı bir hastalıktır.
Kumar Bağımlılığı Ve Tedavisi
Kumar oynama bozukluğu kişinin bireysel, ailevi veya mesleki işlevselliğini bozacak şekilde kumar oynama davranışının kontrol edilememesi ile karakterize giden, kalıcı ve tekrar eden istenmeyen kumar davranışları olarak tanımlanmaktadır.
Depresyon Nedir ve Depresyon Yaşayan Kişiyi Anlamak
Depresyon; bireylerin kendini mutsuz, karamsar, değersiz, suçlu ve umutsuz hissettiği psikiyatrik bir bozukluktur. Beraberinde uyku ve iştah sorunları, yorgunluk, cinsel isteksizlik görülebilmektedir. Depresyon yaşayan kişiler hayattan eskisi kadar zevk alamamakta, önceden keyif aldığı aktivitelerde bile isteksiz hissetmektedirler.
Travma: Acı Anıları Silmek Mümkün Mü?
Bizler doğduğumuz andan itibaren dünyayı anlama ve anlamlandırmaya çalışırız. Çok sıklıkla çocuklarımızdan özellikle belli yaş gruplarında iken ‘Bu nedir? Ne işe yarar? Bu niye var ki?’ gibi soruları duyarız. Bunların hepsi bilime ihtiyacımızdan kaynaklanır. Herhangi bir şeyi öğrendiğimizde bu deneyimler beynimizde nöron adı verilen beyin hücrelerinin oluşturduğu ağlarda depolanır.
Depresyonun Gençler Üzerindeki Etkileri ve Ergenlik Döneminde Destek
Ergenlik; gençlerde ani ve hızlı değişimlerin olduğu, hormonal değişikliklerle birlikte bu kişilerin kendi kimliklerini aradıkları bir dönemdir. Buna bağlı olarak ergenlik döneminde gençlerin hayata ilişkin sorgulamalarının da arttığı gözlemlenmektedir. Ergenlik döneminde ergenler sıklıkla mutsuzluk, yalnızlık ve çaresizlik hissedebilirler.
Dil ve Konuşma Terapisi Nedir?
Dil ve konuşma terapisi, iletişim bozukluklarının önlenmesi, değerlendirilmesi, teşhisi ve müdahalesinde kullanılan bir terapi yöntemidir. Bireylerin iletişim ve dil becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Dil ve konuşma terapisi hem erişkinlere hem de çocuklara uygulanabilir.
Dünden Bugüne: Cinsel Mitler
Canlılar olarak hayatımızı devam ettirebilmek için çeşitli kaynaklara ihtiyaç duyarız. Biz insanların ihtiyaçlarını belirleyebilmek adına çeşitli araştırmalar yapılmış ve 1943 yılında literatüre Abraham H. Maslow tarafından “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” kazandırılmıştır.
Öfke Kontrolü: Sağlıklı İçsel Dengeye Ulaşma Yolu
Öfke, hepimizin zaman zaman deneyimlediği güçlü bir duygudur. Hayal kırıklığı veya algılanan adaletsizlik gibi çeşitli tetikleyicilere verilen anlaşılır bir tepkidir. Öfkenin kendisi, doğası gereği olumsuz olmasa da onu yönetme ve ifade etme biçimimiz ilişkilerimizi, zihinsel sağlığımızı ve genel yaşam kalitemizi önemli ölçüde etkileyebilir.
Depresyon ve İş Performansı: İş Hayatında Depresyonla Nasıl Başa Çıkılır?
Depresyon, melankoli kavramı altında ruhsal bozukluklar içerisinde en eski tanımlanan kavramlardan birisi olarak gelmiştir. MÖ 400 yıllarında depresyonun kara safra miktarının yükselmesiyle ilişkili olarak ortaya çıktığı yolundaki, depresyonun biyolojik olarak açıklanmasını Hipokrat ortaya koymuştur (Türkçapar, 2009).
Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek
Takıntılar ve Zorlayıcı Düşünceler: Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek Dönemsel olarak bazı düşünce ve davranışlarımızdan dolayı takıntılı yani obsesif olduğumuzu düşündüğümüz anlar olmuştur.
Psikolojik Dayanıklılık: Zorluklarla Başa Çıkmanın Gücü
Psikolojik dayanıklılık dediğimizde genellikle ilk olarak akıllara, olumsuz olaylar geliyor ama yaşam boyunca kaygı, stres ve endişe hissetmemize sebep olan pek çok deneyim yaşansa da bunlar her zaman negatif yani, istemeyeceğimiz türden olay ya da durumlar olmuyor. Bazen de gerçekleşmesini dört gözle beklediğimiz halde, gerçekleştiği zamanda bizi çok zorlayabilen durumlar yaşanıyor.
Kendine İyi Bakmanın Önemi: Kendini Önceliklendirme ve Öz-Bakım Pratikleri
Kendine iyi bakmak, bedensel, zihinsel ve duygusal sağlığımızı korumak için hayati öneme sahip bir davranıştır. Günlük hayatın telaşı içinde kendimizden önce başkalarının ihtiyaçlarına önem verdiğimizde, kendi ihtiyaçlarımızı ihmal etme eğilimimiz artabilir ve bu durum hayatımızı olumsuz yönde etkiler. Ancak kendi bedenimize, sağlığımıza ve mutluluğumuza önem vermek, uzun vadede kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
Meditasyon ve Zihinsel Huzur: Zihni Sakinleştirme ve Odaklanma Yöntemleri
Meditasyon sözlük anlamında ‘’derin düşünme’’ kavramına denk gelen bir terimdir. Sözlüklerde meditasyon kelimesi ‘’bireyin iç huzuru, sakinlik’’ olarak tanımlanır. Meditasyon, farklı kültürlerde ve dinlerde manevi arınma tekniğidir. Konsantrasyon ve uyanıklık çalışmaları sayesinde birey, zihnini ve ruhunu dinlendirir. Meditasyonun ana amaçlarından bir tanesi de kişinin farkındalık seviyesini arttırmasıdır.
Kış Depresyonu
Kış depresyonu, mevsimsel duygulanım bozukluğu ya da mevsimsel depresyon olarak da bilinen; kişinin yaptığı aktivitelere ilgi ve isteğinin azaldığı, düşünce, duygu ve davranışlarının olumsuz yönde etkilendiği, özellikle sonbahar ve kış aylarında mevsimlerin değişmesiyle birlikte tetiklenen psikolojik bir hastalıktır.
Duygudurum Bozukluğu Nedir? Nasıl Anlaşılır?
Ruh hallerimiz duygularımızla ne kadar örtüşüyor değil mi? Bizi her gün etkiliyorlar. Bazen üzgün, kederliyiz, bazen ise mutluyuz. Hatta aynı gün içinde ani değişimle üzgün ve mutlu bile olabiliriz. Çünkü her insan hayatında duyguların inişli çıkışlı zamanları olur en çokta dış etmenlerden dolayı. Bu durumda herkesin günlük rutininde, ani duygu iniş ve çıkışlarının yaşanması belli bir …
Anoreksiya Nervoza (AN) Nedir? Belirtileri, Tedavisi Nelerdir?
Anoreksiya Nervoza, yaş ve boy uzunluğu için olağan sayılan bir vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmeme, kilo almaktan aşırı korkma, beden imgesinde bozukluk ve mensturasyonların kesilmesi belirtilerinin gözlendiği bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya nervozanın temelinde yoğun bir kilo alma korkusu yatar ve buna düşük kilo ağırlığının korunmasının bile reddedilmesi eşlik eder.
Bireylerin Mükemmeliyetçi Yapıları ve Ebeveynlik
Mükemmeliyetçilik kavramı kısaca bireylerin her alanda “en iyi” olma çabası olarak tanımlanabilir. Bireylerin kendilerine koydukları -meli, -malı ile biten cümleler aslında kendi mükemmeliyetçi yapılarının bir getirisi olabilir. Bu çaba kusursuz olmak ve tam, 4/4’lük olmak ile ilgilidir.
Şizoid Kişilik Bozukluğu Nedir? Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Şizoid kişilik bozukluğu üç kişilik bozukluğundan (diğerleri paranoid ve antisosyal KB) birisidir. DSM’nin son baskısında tanı kriterleri; aile üyeleri dâhil olmak üzere yakın ilişkilere girmekten hoşlanmama ve bunu istememe;
Stockholm Sendromu: Celladına Aşık Olmak
İlişkilerde aradığımız şeylerin en başında sevgi, sadakat ve saygı iken bazı durumlarda insanlar kendilerine saygı duymayan, kötü davranışlarda bulunan hatta bazen eziyet eden, fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulayan kişilere karşı da olumlu duygu geliştirebiliyorlar.
Othello Sendromu
İngiliz şair ve oyun yazarı olan William Shakespare’ın 1603’te yazdığı “Othello” isimli oyununda eşi tarafından aldatıldığını düşünen ve kıskançlık yaşayan Othello’nun hikayesi anlatılmaktadır (Shakespeare, 2008). “Othello Sendromu” ismi de 1955 yılında yayımlanan bir makale ile duyulmaya başlanmıştır (Todd ve Dewhurst, 1955).
İlişkilerin Sonucunda Klasikleşmiş Son
İlişkilerin sonucunda klasikleşmiş son : “Neden hep aynı tip insanları buluyorum ki” . Kadere bakın. Sanki insanlar değişiyor ama yaşananlar, sonlar tüm senaryo aynı, bir türlü mutluluğu, gerçek aşkı bulamıyorsunuz. Sanki bir kısır döngü gibi. Tesadüfen mi bu insanlar sizi buluyor yoksa mütemadiyen sizmi farkında olmadan o tip insanlara yöneliyorsunuz?
Ders Çalış-Ma
Ders çalışma konusu çocuğun ve ailenin ortak olarak yaşadığı sorunlardan bir tanesidir. Bunun nedeni ailenin ve çocuğun beklentileri arasındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Buradaki anlaşmazlıktaki makasın açıklığı, iki tarafın da adım atmaya yanaşmaması sonucunda çok daha fazla açılmaktadır.
Çok Seviyorum! Bir O Kadar Da Nefret Ediyorum! “Ambivalans”
“Zaten sevilmeye değer değilim, değer verdiğim hiç kimse bana istediğim/beklediğim kadar değer vermedi. Asla tam sevildiğimi ait olduğum yerde olduğumu hissedemedim. Ne zaman ilişkimde değer versem karşı taraf hep suistimal etti. Sevdim, pes etmeden sevdim.
Ebeveyn Tutumlarının Bugünkü Yetişkinliğimize Etkileri
Yetişkin psikoloğu olarak karşılaştığım vakalardan hareketle söyleyebilirim ki; Çocukluğumuzdaki ebeveyn tutumlarının yetişkinlikte nelere mal olabileceği çok sorulan, önemsizleştirilen, fark edilse önemli değişimlere yol açabilecek bir konu.
Mükemmeliyetçilik, “Ya, Hep Ya Hiç”
Kişilik Kişilik, bireyden bireye değişkenlik gösteren bir kavramdır. Bireyin doğuştan getirdikleri ve çevresel etkenlerle kazandığı özellikler kişiliği oluşturur. Kişilik oluşurken özellikle yaşamın ilk beşinci ve altıncı yıllarının önemli olduğu bilinmektedir.
Nomofobi nedir? Nomofobi Tedavisi Nasıldır?
Son yıllarda teknoloji sayesinde insanlar her türlü bilgiye kolayca ulaşabilmektedir. Bu duruma bağlı olarak bireylerin tüm işlerini telefon ve internet aracılığıyla çok hızlı ve kolay bir şekilde halledebildikleri görülmektedir.
Otizm Ve Asperger Sendromu
Otizm, erken çocukluk çağında belirtileri görülmeye başlayan bir nörogelişimsel bozukluktur. Son yıllarda yapılan çalışmalarda bu bozukluğun hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığından söz edilmektedir. Otizmin en önemli belirtileri arasında iletişim becerilerinin yetersiz olması, insanlarla ilişki kurma ve etkileşime girme konusunda isteksizlik/yetersizlik ve tekrarlayan davranışlar bulunmaktadır.
Neden Hep Aynı Senaryo, Hep Aynı Son?
İlişkilerin sonucunda klasikleşmiş son: “Neden hep aynı tip insanları buluyorum ki” . Kadere bakın. Sanki insanlar değişiyor ama yaşananlar, sonlar tüm senaryo aynı, bir türlü mutluluğu, gerçek aşkı bulamıyorsunuz.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
DEHB, kişinin “kolayca ulaşılamayacak bir hedefe varmak için kullandığı kendini düzenleme becerileri” olarak açıklayabileceğimiz “Yürütücü İşlevler”de erken yaşlardan itibaren sorun yaşamasına neden olan, dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğe neden olabilen, beynin farklı şekilde işlev göstermesinden kaynaklanan yapısal nörogelişimsel bir bozukluktur.
Travma Beden
“Derin duyguları yaşamayı ve bunlara tahammül edebilmeyi öğrenmek travmadan iyileşmek için esastır” (Beden Kayıt Tutar, Bessel A. Van Der Kolk).
Nörogelişimsel Bozukluklar
Nörogelişimsel bozukluklar, sinir sisteminin gelişimini etkileyen, beynin farklı şekilde işlev göstermesine yol açan bir grup farklılık ve bozukluktur. Nörogelişimsel bozuklukları olan çocuklar, dil ve konuşma, motor beceri, hafıza, öğrenme, dürtü kontrolü, sosyal beceri işlevlerinde zorluklar yaşayabilir.
Yetişkinlerin İçindeki Çocuklar: Çocuk Mod’ları
Hepimiz zaman zaman “çocuk gibi davrandım”, “kendimi kaybettim ve nasıl oldu anlamadım”, “şu an hatırladığımda çok saçma geldi, nasıl yapmışım?” gibi cümleler kurmuşuzdur. Bu cümlelerin ortak bir özelliği var; duygular oldukça yoğun ve mantık ise oldukça geri planda. Yani çocuk mod’larımız! (yan’larımız)
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Kendini gerçekleştiren kehanet, toplum dilinde “korktuğum başıma geldi, ben böyle olacağını zaten biliyordum” şekliyle tanınabilir.
Çocukluk Çağı Mastürbasyonu
Mastürbasyon davranışı, çocukların gelişimi açısından son derece doğal ve sağlıklı bir süreçtir. Çocuklar, bedenlerini keşfetmeye başladıkları küçük yaşlardan itibaren zevk alacak şekilde kendi vücutlarına dokunmaya başlarlar. Bu davranış genellikle çocuklarda 3 ile 6 yaş arasında daha sık görülmektedir.
Çocuklarda Tuvalet Eğitimi
Tuvalet eğitimi, çocukların büyüme ve gelişim süreçlerinde son derece önemli bir basamaktır. Bu süreç, çocuklar kadar ebeveynler için de oldukça kritik ve zaman zaman kaygılı olabilmektedir. Genellikle çocukların 24 ayını doldurduklarında tuvalet eğitimine ilgi gösterdikleri düşünülmektedir ancak, bazı çocuklarda bu süre daha erken ya da daha geç olabilmektedir.
Psikoterapinin Yardımcı Unsuru: Psikolojik Testler
Bireyi yakından tanımak adına klinikte çokça başvurduğumuz yöntemlerden birisi olan psikolojik testler, sadece belirli bir alanda değil oldukça geniş bir yelpazede bireyin değerlendirilmesine olanak sağlayan ölçüm araçlarıdır. Günümüzde farklı şekillerde tanımlanmasına rağmen asıl olarak psikolojik testler, bireyin herhangi bir niteliğini ölçmek için bütünü temsil edecek şekilde seçilmiş standart uyarıcı takımlardır.
Çocukta Kaygı
TDK’ya göre kaygı; üzüntü, endişe duyulan düşünceler ile ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik durumu olarak tanımlanmıştır. TDK tarafından geliştirilen Ruhbilim Terimleri Sözlüğü’nde ise kaygı; güçlü bir istek ya da dürtünün hedefine ulaşamayacak gibi görünmeye başladığı durumlarda beliren tedirgin edici duygu ve düşünceler olarak nitelendirilmiştir.
Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Boşanma süreci çocuklarda farklı psikolojik etkiler gösterebilir. Bu etkilerin şiddeti çocuğun yaşına, çocuğun bu konuyla ilgili bilgilendirilme biçimine, aile içi iletişime, ebeveynlerin tutumuna, anne ve babanın ruhsal durumuna, çocukla geçirilen kaliteli vakte ve evlilik süresince yaşanan çatışmalara göre değişmektedir. Boşanma süreci çocuklar için travmatik bir deneyim olabilmektedir.
Kötü Haber Verme
Kötü haber nedir? Haberi alanı nasıl etkiler? Haberi vereni nasıl etkiler? 1995 Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi 7. Madde; bilgilendirme hakkından söz eder.
Öz Şefkat Nedir, Ne Değildir?
Öz şefkat bir tutumdur ve kişinin kendi duygularına ve düşüncelerine ilişkin tavrı üzerinde belirleyicidir. Üç temel bileşenden oluşmaktadır. Bunlar öz nezaket, ortak insanlık hali ve farkındalıktır.
Ruminasyonu Durdurun!
Ruminasyon : Olumsuz içerikli zihinsel uğraştır. Psikiyatride ruminasyon zihinsel geviş getirme olarak bilinir yani: Zihindeki olumsuz içerikli düşüncenin değişime uğramadan tekrarlayıcı ve katı biçimde dönüp durmasıdır. ‘’Bu olaylar hep beni bulur, neden bunu bana yaptı, ben bunu hak edecek neyaptım,’’ olayın nedeni üzerinde fazlaca kafa yormak, olayın oluşunun defalarca akla gelmesi, olayın oluşuyla ilgili kendini suçlayıcı düşünceler …
Yasak Elma ve Bilişsel Evrim
Semavi dinlerin hepsinde ortak bir olaydan bahsedilir; Adem ile Havva’ nın cennetten kovulması… Buna göre Tanrı, Adem ile Havva’ ya ‘her istediğinizi yapabilirsiniz fakat sadece şu ağaca yaklaşmanızı yasaklıyorum’ der.
En “Popüler” Şemalarımız
Bireylerin özellikle de çocukluk dönemlerinde karşılanmayan duygusal ihtiyaçları belli şemaların oluşmasında rol oynar.
Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu Nedir?
Sınırda kişilik bozukluğu; kişinin sosyal ilişkilerinde, kendi düşünce, duygu ve davranışlarında problemlere neden olabilecek psikiyatrik bir rahatsızlıktır. ‘Borderline’ kelimesi ‘sınırda’ anlamına gelmektedir. Bu rahatsızlık genel olarak ergenlik veya genç yetişkinlikte ortaya çıkmaktadır.
Bu Aşklarda Başrol Mutluluk Değil Kaygı!
Yaşamımız boyunca hepimiz sevgiye ihtiyaç duyarız. Sevgi ve ilgiyi alan çocuk nasıl mutlu büyüyorsa, yetişkin olduğunda da aslında bu ihtiyacının çocukluktan itibaren karşılandığının farkındalığında olabiliyor. İhtiyaç duyduğumuz sevgi kadar yansıttığımız sevgi de son derece önemli.
Toksik İlişki Nedir ? Belirtileri Nelerdir ?
Zehir Mi? Sevgili mi? Bizler neden bir ilişkiye başlarız. Mutlu olmak, gelişmek, belki de diğer yarımızı bulup sonsuz huzurda yaşamak için. Aslında temel amacımız kendimizi daha iyi hissetmek iken bazı ilişkiler bize tam tersi etki yapar; zarar verir ve kendimizi kötü hissetmemize neden olur.
Neden Travmadan Sonra Hayat, Öncesi Ve Sonrası Olarak İkiye Ayrılır?
Travmaya maruz kalmış kişiler o ana kadar çözüm üretme kapasitelerini zorlayan, daha önce hiç karşılaşmadıkları biçimde zorlandıkları, benliklerini sarsan bir durumla karşı karşıya kalmışlardır. Bu yüzden onlar için hayat, travma öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılır.
Travma İle İlişkili Bozukluklar
Travma en genel tanımıyla bireyin ruhsal durumu ve kişiliği üzerinde kalıcı etki bırakan olağan dışı bir yaşantıdan kaynaklanan rahatsızlık durumudur. Travmaları kısa süreli ve süreğen travmalar olarak 2 tipte incelemek mümkündür.
Sanatla İyileşmek
Sanat içimizdeki sıkışmış duyguları bir dışa vurma yöntemi olarak da kullanılabilir. Kelimelere dökmekte zorlandığımız duygular ve anıları çeşitli sanat dallarıyla ifade ederek ruhumuzu rahatlatırız. Mutsuzluk, çift ve aile sorunları, travma, öfke, ayrılık acısı, yas ve kayıplar, özgüven eksikliği,
Neden Geçmiş İlişkilerimizi Tekrarlarız?
Her birimiz zaman zaman kendimize romantik ilişkilerimizle ilgili neden hep böyle kişiler beni buluyor, ilişkilerimde neden benzer sorunlar yaşıyorum, hep böyle mi devam edecek gibi sorular sormuşuzdur. Aslında bizi huzursuz etse de, zorlasa da ilişkilerimizde benzer örüntüler tekrarlıyoruz.
Ebeveyn Kaygılarının Çocuğun Okul Motivasyonuna Etkileri
Ebeveynler zaman zaman okul çağındaki çocukları için zaman zaman çeşitli sebeplerden dolayı kaygı duyabilmektedir. Bu durumda çocuklarda aşırı tepkiler de ortaya çıkabilmektedir. Bu tepkiler, genel anlamda motivasyon düşmesi ya da çocuğun kendi kendine baskı yapması ve mükemmeliyetçilik tavırlar sergilemesi olarak görülebilmektedir.
Romantik İlişkilerde Sabotaj Nedir?
Bir süredir yeni biriyle görüşüyorsunuz. İletişiminiz harika, çok iyi vakit geçiriyorsunuz, cinsel anlamda da çok uyumlusunuz. Gittikçe daha çok vakit geçirmeye başlıyorsunuz. Fakat bu sırada içinizde rahatsız edici bir ses sürekli size “Zaten yakında terslik olacak ve her şey bozulacak” diyor, ilişkideki negatif taraflara odaklanıyor ve partnerinizden uzaklaşmaya başlıyorsunuz.
Çocuklarda Akran İlişkilerinin Önemi
Erken çocukluk döneminde bebekler diğer tüm çocuklara karşı belirgin bir ilgi göstermeye başlarlar. Fakat diğer çocuklarla oyun kurmak için gerekli sosyal becerileri henüz tam olarak gelişmediğinden ilk oyun türleri yalnız başına oynadıkları oyun şekilleridir.
Özgüven Eksikliği Nedir, Nasıl Oluşur?
Özgüven Hareketleri Önce, Özgüven Hissi Sonra Gelir! Özgüven, kişinin hayatında iletişim kurma ve kendini ifade etme becerileri için önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişinin kendisi hakkındaki değerlendirmelerini içerir. Özgüven, kişinin ilişki kurma biçimlerini etkileyerek tutum ve davranışları üzerinde etkiye yol açar.
Anne Olmak
Anne olmak, insan yaşamında bütün duyguları aynı anda yaşatabilen en özel süreçtir. Birçok kadın bu süreci planlayıp duygusal olarak anne olmaya hazırlanabiliyorken, birçok kadın için ise annelik sürpriz bir durumdur. Her iki durumda da merak ve endişelerle doludur. Annelik, kocaman bir sevgi ve endişe halidir.
Evlilikten mi Kendimizden mi Korkar Olduk?
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de son yılda evlenme oranı yüzde on gibi ciddi bir düşüşte. Yıllar önce insanların en büyük hayali evlenip yuva kurmak ve çocuk sahibi olmak iken nasıl oldu da bu kadar evlenmekten korkar olduk.
Boşanma: Psikolojik Bir Bakış
Ebeveynlerin çocukları için danışmanlık veya terapi hizmeti almak istedikleri konuların en yaygın olanlarından biri boşanma süreçleridir. Anne baba ilişkilerinde istenmeyen bir durum olan boşanmalar her aile yapısı için farklı etkilere yol açabilir.
Çocukluk Dönemi Oluşan Bağlanma Yetişkinlik Dönemini Nasıl Etkiler?
Bağlanma, “iki insan arasındaki yakın duygusal bağ” olarak tanımlanabilir. Bağlanma hayatın ilk anlarında başlar. Yaşamın ilk 3 yılında bakım veren ile kurulan bağ, kişinin ilerleyen yaşlarda da kuracağı duygusal ilişkiler için kritik öneme sahiptir. Duyarlı bakım ve fiziksel rahatlık sayesinde bebekte güven duygusu oluşur ve bu güven duygusu bağlanmanın temelini oluşturur.
Takıntı – Zorlantı Bozukluğu “OKB” Nedir?
(Obsesif Kompulsif Bozukluk) Takıntı-zorlantı bozukluğu, kişinin obsesyonlarının, kompulsiyonlarının ya da ikisinin birden olduğu ve kişinin işlevselliğini önemli ölçüde bozan bir ruhsal bozukluktur. Bu ruhsal bozuklukta, zorlayıcı, girici düşünceler ve zorlantılar, tekrarlayıcı davranışlar, düşünsel uğraşlar görülür.
Pandemi Sürecinde Çocuklarda Ekran Bağımlılığı Ve Online Eğitimin Dengesi
Ekran bağımlılığı Ekranların çocuklar üzerindeki etkisi özellikle de şu sıralar büyük önem taşımakta. Pandemi öncesinde koyulan kurallar evde kaldığımız sürenin uzamasıyla etkisini yitirdi. Uzaktan eğitim sürecinde mecburi hale gelen telefon, tablet, bilgisayar kullanımı devamında bağımlılıkları da oluşturdu.
Psikiyatride İlaç Kullanımları
Toplumumuzda genellikle tıbbi ilaçlara karşı olan aşırı bir eğilimin var olduğunu söyleyebiliriz. Çoğu zaman, bir doktor tarafından reçete edilmese bile, vücutta oluşan semptomlardan yola çıkılarak ilaç kullanılması yaygındır.
Psikoloğa Ne Zaman Gitmeliyim?
Psikoterapi Nedir? Psikoloji en geniş tanımıyla ‘insan davranışının ve zihinsel süreçlerin bilimi’ olarak bilinmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ‘bilim’ sözcüğüdür. Psikologlar her ne kadar davranışlar ve zihinsel süreçlere odaklansalar da bu konuların altında yatan nedenlere ve sonuçlara bilimsel bir temele dayandırarak açıklama getirmektedirler.
Oynayarak Büyümek – Oynadım, Oynuyorum, Oynayacağım!
Gelişimsel Perspektifte Oyunun Önemi ve Oyun Basamakları “Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız” George Bernard Shaw Oyun, bir çocuğun yaşantısında en önemli vakit geçirme kaynağı, içinde bulunduğu çevreyi ve dünyayı tanıma aracı ve en önemlisi yaşadıklarını ve öğrendiklerini tekrar deneyimleme alanıdır.
Psikolojinin Bedene Yansıması: Bedensel Belirti Bozuklukları
Bedensel belirti bozuklukları veya bir diğer adlandırılışı ile somatoform bozukluklar herhangi bir tıbbi karşılığı olmamasına rağmen bedensel belirtilerle veya kişinin sağlığı ile ilgili aşırı bir uğraş içerisinde olmasıdır. Bu bozukluklar, bedensel belirti bozukluğu (somatizasyon), hastalık kaygısı bozukluğu (hipokondriyazis), dönüştürme bozukluğu (konversiyon) ve yapay bozukluk gibi sınıflandırmalar içeren geniş bir çeşitliliğe sahiptir. Bedensel belirtilere veya hasta …
Online Sınıf Çocukları
Covid-19 Sürecinde Online Eğitim Pandemi, dünya üzerinde birçok sistemi değiştirdi veya sistemlerin baştan yaratılmasına ve tüm kuralların tekrar yazılmasına sebebiyet verdi. Eğitim sistemi, pandeminin üzerinde belki de en etkili olduğu kollardan birisi. Bulaş riskinin çok olmasıyla eğitimin yüz yüze gerçekleştirilememesi, farklı alternatifler aranmasına ve nihayetinde eğitimin online olarak devam ettirilmesine vesile oldu. Online eğitim sadece …
“Olgun Çocuklar”: İçselleştirilmiş Semptomları Olan Çocuklar
Çoğu yetişkin, çocuklarının/öğrencilerinin “olgun olması” konusunda beklentilere sahiplerdir. Hatta, yaygın olarak birden fazla çocuğa sahip olan anne/babalar çocukları üzerinden tanımlama yaparken bile birinin ötekinden “daha olgun” olduğu konusunda kıyaslamaya giderler.
Online Terapi Nedir? Online Terapi Öncesi Bilinmesi Gerekenler
1980’lerden itibaren teknoloji ve internet kullanımının tüm dünyada yaygınlaşması bazı hayat pratiklerinin de değişmesine ve dönüşmesine neden oldu. Birçok hizmete internet üzerinden erişilmesi hem sadece yaşadığımız yerdeki imkanlarla sınırlı kalmamamızı hem de zaman kaybetmememizi sağladı.
KORONAFOBİ Diye Bir Şey mi Var Yoksa!
“Ya virüs bana bulaştıysa” “Ya ben taşılıysam ve birine bulaştırtırdıysam.” “Dışarıya çıkarsam kesin beni bulur.” “Çocuğumu koruyamayacağım.” “Ellerimi az mı yıkadım?” “Galiba 20 saniye yıkamadım tekrar yıkayım.” … aklımıza yüzlerce soru geliyor. Hemen peşinden de hatırı sayılır bir kaygı! Ve ardından da kaygının hediyeleri; uykusuzluk, mide-baş ağrıları, nefes almada güçlük, çarpıntı…
Irkçılık Olgusunun Günümüze Yansımaları : Yeni Irkçılık
Irkçılık, on sekizinci yüzyılın sonlarında özellikle siyasal alanda ortaya çıkan ve kapitalist ideolojinin yanı sıra modernizmle derin bağları olan siyasal bir ideolojidir.
Depresyon Davulla Zurnayla Gelmeyebilir
Depresyona ait moralsizlik, isteksizlik, hayattan zevk alamama, içe kapanma, ağlamalar, sinirlilik şikayetleri, çoğunlukla kolaylıkla fark edilebilir ve varlığında ‘Acaba depresyona mı giriyorum?’ düşüncesiyle bir psikiyatriste başvurmanızı sağlayabilir. Fakat depresif hastalıklar her zaman böyle davul zurna çalarak kendini belli ede ede başlamayabilir.
Panik Atak
Panik atak, beklenmedik bir şekilde, kendiliğinden olan, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama hissi, göğüste ağrı ya da sıkışma, baş dönmesi, sersemlik, uyuşma, karıncalanmanın eşlik ettiği, kişide yoğun bir ölüm, bayılma ya da delirme korkusu yaşatan bir durumdur.
Otizmli Çocuğa Yaklaşım
Otizm çocukta sosyal etkileşimde kısıtlılık, iletişim düzeyinde belirgin gecikme, ilgi alanlarında sınırlılık ve tekrarlayıcı davranışlar gibi bulgularla ortaya çıkan bir gelişim bozukluğudur.
Vajinismus Nedir? Ne Değildir?
Vajinismus; vajina (kadın cinsel organı) girişindeki kasların kasılması sonucu oluşan, ağrı algısının yaratmış olduğu kaygı ile karakterize olan ve cinsel birleşme sırasında zorlanma ya da cinsel birleşmenin mümkün olamaması ile sonuçlanan psikolojik bir bozukluktur.
Türsel Mutluluk Ortaklıkla Mümkündür
Bilinç: Bilinç, kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere ve bir bütün olarak içinde yaşadığı evrene ilişkin farkındalığıdır. Peki bizler ‘bilinci açık’ bireyler olarak kendimizin, çevremizin ve yaşadığımız evrenin gerçekten farkında mıyız?
Hiç Büyümeyen Mutsuz Bir Çocuk : Peter Sellers
Sinema salonuna girdiğimiz andan itibaren 7. sanatın büyülü atmosferi içerisinde yeni bir dünyaya adım atmış oluruz. Salonun kapısında günlük yaşam kavgaları geride kalır ve koltuğa oturup, film başladığı andan itibaren, bambaşka hayatların içinde buluruz kendimizi. Kendi yaşantımızda zengin, fakir, aşık ya da nefret dolu olabiliriz bunun bir önemi yoktur, o koltukta oturduğumuz sürece artık beyaz …
Depresyon Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?
‘Depresyon’ terimi gündelik hayatta en çok kullanılan tıp terimlerinden biridir, bu sebepledir ki; bir çok yanlış anlaşılma ve yanlış inanışın konusu olmuştur. Hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde ağzından : ‘ Bu aralar depresyondayım.’ cümlesini duymak kuvvetle muhtemeldir. Peki acaba her üzgün hissetme hali, her keyifsizlik, depresyon mudur? Depresyon nedir? Ne değildir? Nasıl tedavi edilir? …
Bir Psikiyatristin Nefret Günlüğü
Şehrin beti benzi atmış hastalıklı rengi, insanın içindeki yaşama isteğini azaltıyordu. Aslında dışarıdan gelenler kasvetli havanın bu şehre çok yakıştığını söylerler. Burada yaşayanlar için çok da fark etmiyor aslında. Her gün, birbirinin aynı hayatlarından, şikayet etmeden günü akşam ediyorlar. Benim de farklı geçmiyor günlerim senin yokluğunda.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Psikoterapi; bireylerin, bilişsel, duygusal ve davranışlar sorunlarının, bu konuda eğitim almış bir profesyonel eşliğinde sözel görüşmeler yoluyla çözümünü ve bireylerin ruh sağlıklarının korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Psikiyatri tarihi boyunca çeşitli dönemlerde o dönemin şartlarına göre şekillenmiş değişik psikoterapi türleri geliştirilmiştir. Bütüncül, dinamik, , bilişsel davranışçı, varoluşçu, Geştalt ve kişilerarası psikoterapi, psikoterapi türlerinin …
Bağlanmanın Psikolojisi “Ben Sensiz Yaşayamam”
Ben onsuz yaşayamam, biz birbirimizi tamamlıyoruz, o olmadan eksiğim, onun olmadığı bir dünya düşünemem… Günlük yaşantımızda hepimizin duyduğu ya da bizzat söylediği, kulağa sempatik ve romantik sevgi sözcükleri olarak gelen bu ifadeler aslında o kadar da masum olmayabilir. ‘Sensiz bir hiçim’ den ‘ya benimsin ya kara toprağın’ a kadar uzanan yelpazede bu cümleler bir ucunda …
Aile İçi Şiddet
Dayak mı yiyorsunuz? Azarlanıyor musunuz? Size yasaklar mı konuluyor? Eski eşiniz tarafından rahatsız mı ediliyorsunuz? Cinsel ilişkiye mi zorlanıyorsunuz veya paranız zorla elinizden mi alınıyor? Tüm bunların sorumlusu nişanlınız, eşiniz, eski
Korku, Kaygı ve Çocuk
Birçok çocuk korku ve endişeyi normal gelişimlerinin bir parçası olarak yaşarlar. Benzer çağlarda benzer korkular gösterirler.
Çocuklarda Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
Çocuğun durmaksızın ve genellikle uzun süreler bazı hareket ya da düşünceleri yinelemesi halinde obsesif kompulsif (saplantı zorlantı) bozukluktan (OKB) söz edilebilir.
Bir Mobbing Trajedisi
Mobbing’in sözcük anlamı, psikolojik şiddet, baskı veya taciz olarak tanımlanabilir. Özellikle hiyerarşik bir yapılaşmanın olduğu yerlerde, güçlünün altta kalanlara baskı yapması veya onu çeşitli yollarla taciz etmesidir.
Aidiyet Duygusu, Sahiplenme
Sabah güneşi, doğuşuyla etrafa ışık ve tatlı bir sıcaklık yayar. Bu ışık ve sıcaklık doğanın tüm güzelliğinin birbiriyle kaynaşarak muhteşem bir
Diş Koltuğu Fobisi Olanlara Tavsiyeler
Diş hekiminden ya da diş sağlığı hizmetlerinden korkmak toplumda görülen önemli sağlık sorunları arasında sayılıyor. Bu durum hem sağlık çalışanı hem de kişi için oldukça sıkıntılı bir durum. Çünkü yaşanan korku, kişinin ağız ve diş sağlığı konusunda sorun yaşamasına rağmen diş hekimine hiç başvurmamasına ya da başvursa bile düzenli olarak gitmemesine neden oluyor.
Aşkın Izdırabı
Duygusal anlamda ızdırap; gözle görülür ve elle tutulur bir etken olmamasına rağmen yaşanılan, bireye ciddi anlamda rahatsızlık veren, kişinin anlatırken tanımlamakta zorlandığı duygu hali olarak anlatılabilir. Kişi bu duyguyu anlatırken çoğunlukla vücudu üzerinden anlatır.
Yaşamları Ellerinden Alınmış Çocuk Gelinlerimiz
1986 yılından beri çocuğun kötüye kullanımı, ihmal ve istismarını içeren konularla uğraşıyorum. Bir çocuğunun 13-14 yaşlarında kendinden yaşça çok büyük, babası, amcası hatta dedesi yaşında bir kişiyle evlendirilmesi, bu ailelerin izniyle
Ruhsal Sorunlar Beden Sağlığımızı Bozuyor
Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar, ruhsal sorunların, bunlara bağlı olarak yaşanan sıkıntıların, bir süre sonra bedende ciddi hastalıklara yol açabildiğini söylüyor.
Sınav Kaygısı Öğrencilere Öneriler
Öğrenciye Öneriler: Kaygıyı azaltmak için SADECE profesyonel kişilere (Psikologlar, psikiyatristler, psikolojik danışma ve rehberlik uzmanları) ve profesyonel kurumlara (Türk Psikologlar Derneği’ne, psikiyatri kliniklerine) başvurun
Sosyal Fobi Nedir?
Sosyal fobi, diğer adı ile Sosyal Anksiyete Bozukluğu, bir kişinin sosyal durumlara karşı aşırı derecede korku duyduğu bir tür anksiyete rahatsızlığıdır. Bu korku, diğerleri tarafından eleştirilme, seyredilme ve yargılanma korkusundan kaynaklanır. Sosyal fobi iki şekilde görülür.
Çocuklarda Yeme Problemi
Çocuklarının az veya yeteri kadar yememesinden yakınan anne ve babalara sıkça rastlanır. “Çocuğum yemeğini yemek yerine, yemekle oyun oynuyor”, “Çocuğum yemeğini çok yavaş yiyor”, “Yemek saatinde sofraya gelmeyi reddediyor”, “Sürekli aç
Yaşamdaki Rol Dağılımı: Sevilmeyenler
Anneleri tarafından bir türlü benimsenmeyen, sevilmeyen, içten içe reddedilen çocuklar vardır. Tırmanır dururlar annelerine, beni sev, bana sahip çık, benimle ilgilen diye. O tırmandıkça anne iter, anne ittikçe çocuk daha fazla yapışır anneye.
Kendini Sevmek
İnsanın kendisini sevmesi ve beğenmesi aslında çok zordur çünkü içimizdeki canavar doymak bilmez. Üçünü yapsak beşini daha ister. İnsanın doğası böyle ama böyle olmasaydı, hepimiz el el üstünde otururduk.
Ekonomik Krizin İnsan Ruhuna Yansımaları
Ülkemiz insanı yıllardır krizlerle iç içe yaşıyor. Yani zaten hiç düze çıkamadı. Her 8-10 yılda bir ortaya çıkan ekonomik krizler, doğal afetler, terör, ayyuka çıkan yolsuzluklar ve ülkemizin çevresini saran savaşlar…
Evlilik, Orta Yaş, Yalan
Genellikle bütün erkekler evlilikten önce korkar. Avın avcıdan kaçtığı gibi kaçarlar. Avcıya yakalanmaktan korkarlar. Bir süre kızları koca avcısı gibi görürler. Genç yaşlarda, henüz evlilik çağı gelmeden çok önce yoktur böyle korkuları.
Hep Aynı Rol
Doğduğumuz an başlar hayattaki rolümüz. Anneler, Babalar veya çok yakınlarımız tarafından bize verilen bu ilk rol, öyle bir yapışır ki üzerimize, filmler değişse, senaryolar başka türlü yazılsa da biz yaşadığımız sürece asla terketmeyiz o rolü.
İhanet
İhanet belki de dünya da insanoğlunun yaşayabileceği en büyük acılardan biridir. Hatta şairler, şiir ve şarkılarda, ayrılık ve ihanetle ölümü kıyaslarsanız buna kızar, ihanetin her zaman insana ölümden bile daha büyük bir acı verdiğini söylerler.
Koca Bir Ülkenin Kendini Arayan İnsanları
Kendimi bildim bileli meraklı biriyimdir. Çocukluğumda da öyleydim. Okula başladığım günü hiç unutmuyorum. İki tarafımdan sarkan örgülü saçlarıma beyaz kurdeleler bağlamıştı annem.
Ölüp Gitmenin Sırası mıydı Yani?
Ülkemizi hep koca bir aile olarak düşünmüşümdür. Her ülke aile değildir ama bizim ülkemiz Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu günden beri hep koca bir aile olmuştur.
Üniversite Sınavlarında Anne Babanın Tutumu
Üniversite sınavları, ülkemizde giderek hem gençlerin, hem de anne babaların korkulu rüyası haline geldi. Bütün umutlarını bu sınavlara bağlayan pek çok kişi, sınav öncesi ve sonrasında, ciddi bir stres ortamına giriyor.
Aldatılma Ve Terk Edilme
Aldatma ve terk etme psikiyatrist olarak çalışmaya başladığım ilk yıllarda, yani bundan 25-30 yıl kadar önce (aslında artık geçmiş yıllardan söz ederken böyle kocaman sayılardan bahsetmek kadın olarak hiç hoşuma gitmiyor ama maalesef gerçek bu) sadece aldatılan kadınları dinlerdim.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Korku, kaygı, stres ve gerginlik herkesin yaşadığı duygulardır. Korkmak tehlike tehdidine karşı normal bir tepkidir. Gerçek olabilecek tehlikede korkunun bizi uyarma ve koruma işlevi vardır. Bazen korkular güvenli durumlarda da söz konusu olabilir.
Çocuk Özlemi
Çocuk sahibi olmak psikolojik olarak, “yetişkin yaşama geçiş ritüeli”, “cinsel kimliğin temel bir parçası”, “evliliğin temel amacı” olarak görülmektedir. Ancak, üreme çağındaki çiftlerin yaklaşık -15’i çocuk sahibi olmakla ilgili sorun yaşamaktadır.
Çocuklar Korkar Yetişkinler de
“Bu genç, güzel ve heyecanlı kadın, son zamanlarda nedense yabancılarla konuşamıyor, kekelemeye başlayacağı korkusu yaşıyordu. Nerden çıkmıştı bu korku bilmiyorum. Bu dünya korkusu ve heyecan derece derece bana ve bütün kardeşlerime başka biçimlerde kendini gösterse bile, bizim ailedeki kişiliklerin önemli bir bölümünü oluşturdu.
Videoları
Podcastler
Güncel Psikoloji Yayınlarımız
Ekran Bağımlılığı
Her geçen gün daha fazla ebeveyn, çocuklarının tablet, telefon veya bilgisayar kullanımından dolayı endişelerini …
Oyun Bağımlılığı Nedir?
Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bireylerde teknolojiye ilişkin bağımlılık …
Narsisizme Farklı Bir Bakış
Narkissos yüzyıllar sonra kendisinden bu kadar bahsedildiğini bilse çok mutlu olurdu. Bilmeyenler için özetleyecek …
Psikoloji Nedir?
Psikoloji kelimesi diğer adıyla ruh bilimi, Yunancada ‘psykhe’ ile ‘logos’ kelimelerinin bir araya getirilmesiyle …
Trikotillomani Nedir?
Trikotillomani halk dilinde saç koparma hastalığı olarak bilinmektedir ve tanı kitaplarında obsesif kompulsif bozuklukları …
Psikoz Nedir?
Psikoz kelimesi Yunanca psyche(ruh, zihin) ve osis(anormal veya hastalıklı) kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş bir …
Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Şizotipal kişilik bozukluğu tipik, karakteristik bir bozukluk mudur yoksa arada kalmış bir ifade midir?
Evlilikte Sağlıklı Tartışma
Evlilikte Sorun Çözme Yolları – Sağlıklı Tartışma Nasıl Olmalıdır? Evlilik iki farklı bireyin kişilik özelliklerinin, …
Duygusal İhmal’in Duygusu: Boşluk
Çocukluk döneminde bireylerin maruz kaldığı travmalar, kişilerin yaşamında derin izler bırakabilmektedir. Yaşanan …