Vajinismus Nedir? Ne Değildir?
Vajinismus; vajina (kadın cinsel organı) girişindeki kasların kasılması sonucu oluşan, ağrı algısının yaratmış olduğu kaygı ile karakterize olan ve cinsel birleşme sırasında zorlanma ya da cinsel birleşmenin mümkün olamaması ile sonuçlanan psikolojik bir bozukluktur.
Vajinismusun özellikle kadın cinselliği üzerindeki tabuların daha yoğun hissedildiği toplumlarda daha sık görüldüğü düşünülmekle birlikte genel nüfus içindeki oranı tam olarak bilinememektedir çünkü bu tür yakınması olan kadınların tedaviye baş vurmaktan çekindikleri böylelikle bu bozukluğun sıklıkla gözden kaçırıldığı düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda vajinismusun genel nüfus içindeki oranının %3 ile %13 arasında olduğu bildirilmiştir. Batı toplumlarında yapılan çalışmalarda cinsel işlev bozuklukları arasında en sık görülenin cinsel isteksizlik olduğu göze çarparken ülkemizde yapılan çalışmalarda en sık görülen cinsel işlev bozukluğunun vajinismus olduğu yönünde bulgular mevcuttur. Bu durum daha önce de belirtmeye çalıştığımız gibi kadın cinselliği üzerindeki tabuların bizim gibi doğu toplumlarında batıya göre daha yoğun olarak hissedilmesinden kaynaklanmaktadır.
Vajinismus Nedenleri :
Diğer bütün şikayetlerde olduğu gibi Vajinismus bulgularının psikolojik olarak ele alınmasından önce, cinsel birleşme sırasında ağrı hissi ile başvuran bir kadında organik araştırmalar yapılması gerekmektedir. Birçok cinsel organ hastalığı kadında cinsel birleşme sırasında ağrı hissi yaratabilir. Vajinal kuruluk, rahim sarkması (uterus prolapsusu), enfeksiyonlar, endometriyozis, cinsel organ tümörleri gibi pek çok hastalık kadında cinsel birleşme sırasında ağrıya sebep olabilir. Bazen bu hastalıkların sebep olduğu ağrıdan kaçınmak için kadın, cinsel birleşmeye karşı isteksiz bir görünümde bulunabilir ve bu durum vajinismus ile karışabilir. Bu nedenle öncelikle yapılması gereken şey bu şikayetlere yol açabilecek altta yatan başka bir hastalık olup olmadığının araştırılmasıdır.
Altta yatan başka bir hastalık olmadığının anlaşılmasından sonra vajinismusa artık psikolojik olarak yaklaşılabilir. Vajinismusu olan kadınların yaşadığı kaygı durumu aslında; korkulan uyaranla karşılaşan fobik bireylerden pek de farklı değildir. Örneğin köpeklerden korkan birinin kendisine doğru yaklaşan bir köpek gördüğü zaman verebileceği kaçınma tepkilerine benzer şekilde cinsel birleşme sırasında yaşayacağını düşündüğü ağrı algısından korkan ya da çekinen bir kadın, cinsel eylem sırasında partneri kendisine yaklaştığında bacaklarını kapatarak ya da partnerini iterek benzer kaçınma tepkilerini gösterebilir. Bu durum vajinismusun aslında bir tür fobik reaksiyon olabileceğini düşündürmektedir. Vajinismusu olan kadınlarda bu kaygı tepkisi sadece cinsel birleşme sırasında değil aynı zamanda jinekolojik muayene gibi cinsel organa dışardan müdahale edilmesi gereken durumlarda da kendini gösterebilir.
Vajinismus hastalarının korkuları ile ilgili yapılan bir çalışmada, bu kadınların %57’ sinin ağrı ya da aşırı acı duyma korkusu, %18’ inin parçalanma, yırtılma korkusu, %17’ sinin penisin içerde kalması ya da kilitlenme korkusu, %11’ inin bayılma ya da ölme korkusu yaşadığı, bununla birlikte ilgi çekici bir bulgu olarak, ağrı ya da acı duyma korkusu yaşayanların sadece %18’ inin ilk cinsel birleşmelerinde acı hissi yaşadıkları bildirilmiştir (1). Yine yapılan bir başka çalışmada vajinismus tanısı almış kadınlarda “vajinanın penisi içine alamayacak kadar küçük olduğu ve vajinal giriş sırasında vajinal duvarların yırtılacağı”, “vajinal girişin gerçekleşmesi halinde hastalık kapılacağı”, “kirleneceği” ve “hamile kalacağı” gibi korkuların vajinismus gelişimine katkıda bulunduğu bildirilmiştir (2).
Kültürel Etki :
Diğer bütün insani tutum ve davranışlar gibi cinsel tutum ve davranışlar da sosyal ve kültürel etkilere çok açıktır. Bu sebeple cinsel işlev bozukluklarının gelişmesinde kültürel tutumların etkileri yadsınamaz. Doğu toplumlarında daha da belirgin olmak üzere bütün insan topluluklarında kadın cinselliğinin bastırılmasına ve bekarete büyük anlamlar yüklenmiştir. Erkek merkezli toplumlarda kadın cinselliği sadece üreme ve eşin memnuniyeti ve tatmini amacıyla gerçekleştirilen bir eylem olarak algılanabilmektedir. Vajinismusun görülmesine katkıda bulunan kültürel etkiler arasında cinsel eğitimsizlik, kadınların kendi cinsel organlarını tanımamaları, bekaret kavramına verilen abartılı önem, cinsel deneyimin aşamalı gelişmeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlaması ve genel cinsellik anlayışındaki tabular önemli yer tutmaktadır. Bununla birlikte günümüzde batı toplumlarında artık, evlilik öncesi bekarete verilen önemin azalması, çocuk yetiştirmede “aşırı müdahaleci ve bağımlı anne” modelinden giderek uzaklaşılması; vajinismusun doğu kültürlerine oranla daha az görülmesinin birer nedeni olarak görülmektedir.
Cinselliğin bir tabu olarak görüldüğü toplumlarda, bireylerin kendi cinsellikleriyle ilgili bilgiye ulaşabilecekleri güvenilir kaynaklar kısıtlıdır. Yetişmekte olan genç bireyler bu bilgileri akranlarından ya da güvenilirliği tartışılır sosyal medya kaynaklarından öğrenmektedirler ve bu sebeple oluşan cinsel bilgisizlik veya yanlış bilgilenme sonucu gelişen önyargıların; cinselliğe ilişkin aşırı kaygı, suçluluk duyguları, gerçekçi olmayan beklentiler veya başaramama korkusuna ve dolayısıyla cinsel işlev bozukluklarına yol açabileceği açıktır. Tüm bu görüşler; vajinismusun ortaya çıkmasında, kişinin cinsel bilgisinin, dinsel inançlarının, aile değerlerinin ve toplumsal tabuların büyük bir etkisi olduğunu gözler önüne sermektedir.
Vajinismus bozukluğu olan kadınların eşlerinde kendilerinin istenmediğine ve cinsel olarak reddedildiğine dair inançlar ya da öfke, kırgınlık ve şüphe duyguları görülebilmektedir. Bu noktada bilinmesi gereken şudur, vajinismus bir rahatsızlıktır, diğer bütün hastalıklar gibi tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur. Kişinin kendi isteği ve iradesiyle yaptığı bir eylem değildir. Cinsel yönden partnerini isteyip istememekle, beğenip beğenmemekle ilgili değildir. Vajinismus bozukluğu olan kadınların eşlerinin bu durumu kişiselleştirmemeleri hem evlilik ilişkileri hem de kadının üzerinde yaratabileceği baskı sebebiyle bozukluğun tedavisi açısından büyük önem taşımaktadır.
Vajinismus Terapi :
Vajinismus fobik kaygı bulgularıyla kendini belli eden bir düşünce bozukluğudur. Bu sebeple psikoterapi vajinismus tedavisinde başat rolü üstlenmektedir. Vajinismus psikoterapisi cinsel eğitim, cinsel egzersizlerin öğretilmesi ve ev ödevlerinden oluşmaktadır. Bu terapi görüşmelerinde çiftlerin her ikisinin de hazır bulunması gerekmektedir çünkü vajinismus sadece kadına ait bir bozukluk değil çift olarak bir bütünün rahatsızlığıdır ki psikoterapide yer alan egzersiz ödevlerinde erkek de rol almaktadır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada 28 çift vajinismus psikoterapisine dahil edilmiş ve bu çiftlerin 14 tanesi terapiyi ilk görüşme sonrasında bırakmıştır, terapiye devam eden diğer 14 çiftin tamamında vajinismus psikoterapisi başarıyla sonuçlanmıştır (3). Bu sebeple vajinismus terapisinde devamlılık tedavinin başarıyla sonuçlanması açısından elzemdir.
Sonuç :
Vajinismus kültürel, sosyal etkilerle şekillenen, cinsel birleşmeye yönelik korku ve kaygılarla karakterize olan bir psikolojik bozukluktur. Hastalığın gelişiminde cinsellik ve cinsiyet üzerine oluşagelen yanlış inanışlar ve bilgiler büyük rol oynar. Tedavide başat rol psikoterapiye aittir. Terapiye devamlılık ve süreç sırasında çiftlerin, özellikle vajinismus rahatsızlığı olan kadınların eşlerinin, bu bozukluğa bakış açısı ve eşlerine olan yaklaşımları psikoterapinin kendisi kadar tedavi açısından önemlidir.
Kaynaklar :
- Oktay, M. ve Tombul, K. (2003). 200 Vajinismus vak’ası ve eşlerinin psikolojik yönden incelenmesi. Yeni Symposium, 41(3), 115-119.
- Crowley, T., Richardson, D. ve Goldmeier, D. (2006). Recommendations for the management of vaginismus: BASHH special interest group for sexual dysfunction. International Journal of STD & AIDS, 17, 14-18.
- Kabakçı, E. ve Batur, B. (2003). Who benefits from cognitive behavioral therapy for vaginismus. Journal of Sex & Marital Therapy, 29(4), 277-288.
Uzman Bilgisi
Dr. Mustafa TATLI
Psikiyatrist
- Üniversite : Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi (İngilizce)
- Uzmanlık : Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Yazıları
Yasak Elma ve Bilişsel Evrim
Semavi dinlerin hepsinde ortak bir olaydan bahsedilir; Adem ile Havva’ nın cennetten kovulması… Buna göre Tanrı, Adem ile Havva’ ya ‘her istediğinizi yapabilirsiniz fakat sadece şu ağaca yaklaşmanızı yasaklıyorum’ der.
Depresyon Davulla Zurnayla Gelmeyebilir
Depresyona ait moralsizlik, isteksizlik, hayattan zevk alamama, içe kapanma, ağlamalar, sinirlilik şikayetleri, çoğunlukla kolaylıkla fark edilebilir ve varlığında ‘Acaba depresyona mı giriyorum?’ düşüncesiyle bir psikiyatriste başvurmanızı sağlayabilir. Fakat depresif hastalıklar her zaman böyle davul zurna çalarak kendini belli ede ede başlamayabilir.
Panik Atak
Panik atak, beklenmedik bir şekilde, kendiliğinden olan, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama hissi, göğüste ağrı ya da sıkışma, baş dönmesi, sersemlik, uyuşma, karıncalanmanın eşlik ettiği, kişide yoğun bir ölüm, bayılma ya da delirme korkusu yaşatan bir durumdur.
Otizmli Çocuğa Yaklaşım
Otizm çocukta sosyal etkileşimde kısıtlılık, iletişim düzeyinde belirgin gecikme, ilgi alanlarında sınırlılık ve tekrarlayıcı davranışlar gibi bulgularla ortaya çıkan bir gelişim bozukluğudur.
Vajinismus Nedir? Ne Değildir?
Vajinismus; vajina (kadın cinsel organı) girişindeki kasların kasılması sonucu oluşan, ağrı algısının yaratmış olduğu kaygı ile karakterize olan ve cinsel birleşme sırasında zorlanma ya da cinsel birleşmenin mümkün olamaması ile sonuçlanan psikolojik bir bozukluktur. Vajinismusun özellikle kadın cinselliği üzerindeki tabuların daha yoğun hissedildiği toplumlarda daha sık görüldüğü düşünülmekle birlikte genel nüfus içindeki oranı tam olarak …
Türsel Mutluluk Ortaklıkla Mümkündür
Bilinç: Bilinç, kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere ve bir bütün olarak içinde yaşadığı evrene ilişkin farkındalığıdır. Peki bizler ‘bilinci açık’ bireyler olarak kendimizin, çevremizin ve yaşadığımız evrenin gerçekten farkında mıyız?
Hiç Büyümeyen Mutsuz Bir Çocuk : Peter Sellers
Sinema salonuna girdiğimiz andan itibaren 7. sanatın büyülü atmosferi içerisinde yeni bir dünyaya adım atmış oluruz. Salonun kapısında günlük yaşam kavgaları geride kalır ve koltuğa oturup, film başladığı andan itibaren, bambaşka hayatların içinde buluruz kendimizi. Kendi yaşantımızda zengin, fakir, aşık ya da nefret dolu olabiliriz bunun bir önemi yoktur, o koltukta oturduğumuz sürece artık beyaz …
Depresyon Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?
‘Depresyon’ terimi gündelik hayatta en çok kullanılan tıp terimlerinden biridir, bu sebepledir ki; bir çok yanlış anlaşılma ve yanlış inanışın konusu olmuştur. Hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde ağzından : ‘ Bu aralar depresyondayım.’ cümlesini duymak kuvvetle muhtemeldir. Peki acaba her üzgün hissetme hali, her keyifsizlik, depresyon mudur? Depresyon nedir? Ne değildir? Nasıl tedavi edilir? …
Bir Psikiyatristin Nefret Günlüğü
Şehrin beti benzi atmış hastalıklı rengi, insanın içindeki yaşama isteğini azaltıyordu. Aslında dışarıdan gelenler kasvetli havanın bu şehre çok yakıştığını söylerler. Burada yaşayanlar için çok da fark etmiyor aslında. Her gün, birbirinin aynı hayatlarından, şikayet etmeden günü akşam ediyorlar. Benim de farklı geçmiyor günlerim senin yokluğunda.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Psikoterapi; bireylerin, bilişsel, duygusal ve davranışlar sorunlarının, bu konuda eğitim almış bir profesyonel eşliğinde sözel görüşmeler yoluyla çözümünü ve bireylerin ruh sağlıklarının korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Psikiyatri tarihi boyunca çeşitli dönemlerde o dönemin şartlarına göre şekillenmiş değişik psikoterapi türleri geliştirilmiştir. Bütüncül, dinamik, , bilişsel davranışçı, varoluşçu, Geştalt ve kişilerarası psikoterapi, psikoterapi türlerinin …
Bağlanmanın Psikolojisi “Ben Sensiz Yaşayamam”
Ben onsuz yaşayamam, biz birbirimizi tamamlıyoruz, o olmadan eksiğim, onun olmadığı bir dünya düşünemem… Günlük yaşantımızda hepimizin duyduğu ya da bizzat söylediği, kulağa sempatik ve romantik sevgi sözcükleri olarak gelen bu ifadeler aslında o kadar da masum olmayabilir. ‘Sensiz bir hiçim’ den ‘ya benimsin ya kara toprağın’ a kadar uzanan yelpazede bu cümleler bir ucunda …
Güncel Psikoloji Yayınlarımız
Bipolar Bozukluk Nedir?
Hayat bazen bir dağ yokuşunda yükselip alçalan bir yolculuğa dönüşebilir. Kimi günler enerjimiz zirvede, her şeyin …
Psikoloji Nedir?
Psikoloji kelimesi diğer adıyla ruh bilimi, Yunancada ‘psykhe’ ile ‘logos’ kelimelerinin bir araya getirilmesiyle …
Psikoz Nedir?
Psikoz kelimesi Yunanca psyche(ruh, zihin) ve osis(anormal veya hastalıklı) kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş bir …
Ekran Bağımlılığı
Her geçen gün daha fazla ebeveyn, çocuklarının tablet, telefon veya bilgisayar kullanımından dolayı endişelerini …
Maskeli Depresyon Nedir?
Maskeli depresyon, diğer adıyla gizli veya gülümseyen depresyon olarak da karşımıza çıkmaktadır. Maskeli depresyon, …
Oyun Bağımlılığı Nedir?
Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bireylerde teknolojiye ilişkin bağımlılık …
Dil ve Konuşma Terapisi Nedir?
Dil ve konuşma terapisi, iletişim bozukluklarının önlenmesi, değerlendirilmesi, teşhisi ve müdahalesinde kullanılan …
Narsisizme Farklı Bir Bakış
Narkissos yüzyıllar sonra kendisinden bu kadar bahsedildiğini bilse çok mutlu olurdu. Bilmeyenler için özetleyecek …
Trikotillomani Nedir?
Trikotillomani halk dilinde saç koparma hastalığı olarak bilinmektedir ve tanı kitaplarında obsesif kompulsif bozuklukları …