
Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek
Takıntılar ve Zorlayıcı Düşünceler: Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek
Dönemsel olarak bazı düşünce ve davranışlarımızdan dolayı takıntılı yani obsesif olduğumuzu düşündüğümüz anlar olmuştur. Çünkü hepimiz bazı konularda daha hassas veya kaygılı olabiliyoruz. Hatta zaman zaman çevremizden de “taktın bu konuya”, “takıntılı davranma” gibi cümleler duyduğumuz olmuştur.
OKB basit bir takıntıdan ya da zihnimizi zaman zaman meşgul eden kaygılı, hassas konulardan ziyade mental bir sağlık sorunudur.
Obsesyonlar istem dışı ve tekrarlı şekilde zihne giren şüphe, imge veya dürtü olarak tanımlanır. Genellikle tedirgin eden, sıkıntı veren, kaygı yaratan ego dystonic (benliğe yabancı) düşüncelerdir.
Yani aslında bu düşünceler kişilere mantıklı gelmemekle birlikte görüşlerine, ahlak anlayışlarına, inançlarına da terstir. Bazılarımızda hafif derecede bu işlevsiz, mantıksız takıntılar olabilir. Örneğin; merdiven saymak, kapıyı kilitledim mi diye düşünmek, belirli sayıda bir şeyler yapmak. Ama bir şekilde bu duygu ya da düşünce bilinçten uzaklaşır. Fakat OKB’de saçma olduğu düşünülse de irade ile uzaklaştırılmaz. İnatçı şekilde tekrarlayan, bundan başka bir şey düşünemez hale gelen düşünceleri vardır ve bu sebeple kişi günlük hayatını normal seyrinde sürdüremez. Anlamsız olduğunu bildiği ama aklından atamadığı takıntılardan ötürü zihin sürekli işgal altındadır. Günlük hayatta fiziksel ve zihinsel işlevsellikte bozulmalar görülür. Kişi bu düşünceleri nötrolize etmek için yani bu düşüncenin verdiği sıkıntıdan, kaygıdan kurtulmak için bir takım davranışlar sergilemek zorunda hisseder. Probleme neden olan sorun için gerçekleştirilen eylemlerle geçici olarak kendini rahatlatır. Takıntılı düşünceleri tetikleyen durumlardan kaçmak akıllıca gözükse de hiçbir zaman kalıcı olmaz. Çok geçmeden yine obsesyonlar belirmeye başlar ve kişi yeniden bunları uygular.
OBSESYON;
Tekrar tekrar zihinde beliren takıntılı (istenmeyen, rahatsız eden, benliğe yabancı) düşünceler.
KOMPULİSYON;
Düşünceye bağlı rahatlamak (kaygıyı, sıkıntıyı uzaklaştırma) için yapılan davranışlar.
Örnek; Temiz olduğunu bildiği halde bir şeye dokunduğunda kirlendiğini, mikrop kapıp hastalanacağını düşünerek (obsesyon), kişinin birçok kez hatta cildini yara edene kadar defalarca el yıkaması (kompulisyon). İstemeden de olsa zorunlu olarak bu davranış çok kez tekrarlıyor olabilir. Kişi elini yıkadığında bu kaygı ve düşünceden kurtulur fakat çok geçmeden yine aynı düşünce zihinde belirir.
OKB Neden Olur?
- Abartılmış sorumluluk:
Kendine ve sevdiklerine gelecek zararları önlemekten sorumlu olma inancı.
- Genetik Yatkınlık:
Katı, mükemmeliyetçi, aşırı korumacı, kuralcı aile (anne-babanın yüksek beklentilerini kusursuz karşılamaya çalışan çocuk ailenin açığa çıkmasına izin vermediği duygu yoksunluğu, üzüntü, korku gibi duygularını bastırır.) Kişi yetişkinliğinde bastırılan bu duygular yerine zihninde dolaşan düşüncelere sarılır ve zaman içinde bunlar takıntı haline gelir.
- Kişilik Özellikleri
Kontrolcü yapıya sahip olan;
Bu kişiler kontrol edemediklerinde kaygıya kapılırlar ve bu düşünceleri saplantı ve korku halinde yaşarlar.
- Kabul edilmeyen, travmatik duygu ve dürtü;
Cinsellikle ilgili bastırılan suçluluk duygusu, kirlenme korkusu, ne kadar yıkarsa yıkasın o kirden arınmayacağı hissi.
- Abartılmış tehdit;
Nesnelerin, durumların, çevrenin gerçekte algılandığından daha riskli olduğuna inanma;
“Ya şöyle olursa?”
“Ya böyle olursa?”
“Ya bir şeyler ters giderse?”
Hayattaki her küçük riskin farkında olma ve ne olur ne olmaz diye düşünerek hareket etme.
- Biyolojik nedenler;
Serotonin&Dopamin gibi nörotransmitterlerin beyindeki dengesizliği ya da beyindeki bazı bölgelerin aşırı aktivasyonu ve işlevinde bozulma da biyolojik faktörler arasına girer.
OKB Çeşitleri
Bulaşma/ Temizlik Obsesyonları;
Gözle görülmeyen kir, mikrop bulaşması ve bunlardan zarar görme endişesinden meydana gelir. Olası tüm zarar verebilecek nesnelerden kaçınma kompülsiyonları, tekrar eden yıkama kompülsiyonları ile beraber gelir. Onlar için her şey kirlenme kaynağı olabilir. Örneğin; toplu kullanım alanları, kapı kolları, el sıkışma eylemi gibi. Ve bunun ardından uzun sürede ve belli ritüeller ile bunlardan arınırlar (Banyo yapma, sıklıkla el yıkama, ev temizliği ile uğraşma.)
Kontrol Etme; Kuşku Obsesyonları;
Bir şeyi tekrar tekrar kontrol etmeyi içerir. Bu hastalarda obsesyonel kuşku vardır. Bu yüzden ocağın kapandığına, kapının kilitlendiğine tekrar tekrar emin olmak isterler. Fakat yaptığından veya yapmadığından emin olmak onlar için imkansızdır.
Dini Obsesyonlar;
Genellikle dini inancı yüksek kişilerin inançlarına, değerlerine, ahlak anlayışlarına ters olan zihinsel obsesyonlardır. Dini ve ahlaki değerlere saygısızlık yapmaktan, günah işlemekten çekinme ile ilgili obsesyonları ve buna bağlı kompulsiyonları vardır. Bu kişilerin duaları, ibadet sıklıkları günlük yaşamını bozacak düzeydedir. Tanrıya küfretmek, varlığına inanmama, dini değerlere küfür etme ve bundan dolayı cezalandırılacağından korkma gibi durumlar barındırır.
Biriktirme Obsesyonları;
Gereksinimin, ihtiyaç dahilinde olmamasına rağmen satın alma, hiçbir maddi değeri olması gerekmeksizin eşyaları toplama ve saklama kompulsiyonlarını içerir.
Sayı Sayma;
Günlük işlerini belli bir sayı sayma ritüeli dahilinde yapmaktadır. Kapıyı sayarak kilitleme, ışığı açıp kapatırken sayı sayarak yapma, uğurlu sayıları hayatını etkileyecek kadar inanma ve bunlar değerinde davranışlarına şekil vermeyi içerir.
Düzen/ Simetri;
Kişinin her şeyi düzgün, sırasında ve simetrik olması gerekir. Eşyalarının el yazısının aynı hizada olması gibi kompulsiyonlar vardır.
Cinsel Obsesyonlar;
Çevreden biri ile ilgili bilinçdışı, istenmeyen cinsel düşüncelere sahip olma, özellikle toplumsal hassasiyet kapsamında çocukları içeren cinsel düşünceler, eşcinsellik ile ilgili kaygılı düşüncelerle ilişkilidir.
Saldırganlık Obsesyonları;
Kişinin kendisine ya da çevresindekilere, aile ve arkadaş gibi sevdiklerine istemeden zarar verme korkusudur. Onları öldürme, şiddet uygulama, utanç verecek şeyler yapma gibi imgelerle zihinde savaşır.
Bunlara bağlı olarak bir çok başka obsesyon ve beraberinde gelen kompulsiyonların gerçekleştiği ritüellerle de karşılaşmak mümkündür.
OKB Tedavisi
OKB hastaları kaygı ve sıkıntıyı azaltmak için düşünceleri bastırma, düşünmemeye çalışma, düşünceyi değiştirme gibi yollara başvururlar.
Bir şey düşünmemekte düşünmekle aynı şeydir. Çünkü burada istemsiz düşüncelerin rahatsız ediciliğini arttırır. Çünkü takıntıların aşırı önemsenmesine ve birtakım işlevsiz yollara başvurmaya neden olur.
Kaçınma;
İstenmeyen düşünce ve davranışlardan uzak durarak baş etmeye çalışmaktır. Fakat kaçınmaları devam ettikçe takıntılardan kurtulmak zorlaşır.
Güvence/ Onay alma;
Doğru yapıp yapmadıklarından %100 emin olamadıklarında kendini rahatsız hisseden kişiler işlevsiz stratejilerinden bir diğeri olan güvence ve onay arayışına girerler.
İşte bu yüzden OKB tedavisinde genelde kullanılan bilişsel ve davranışsal kapsamdaki tedavilerde amaç kaçınmış davranışlardan ziyade bu düşüncelerle karşı karşıya getirmek ve bu karşılaşmanın oluşturdu kaygıyı azaltmak için oluşan tekrarlayıcı davranışları (kompulsiyonları) engellemektir. Rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğu sorumluluk algısını azaltmak, öneminin yitirmesini sağlamaktır. Yani amaç bu düşünceleri gerçek gibi algılamaları azaltmaktır. Abartılı tehdit ve tehlike gibi bilişsel hataların yerine gerçekçi ve işlevsel olanları ile yer değiştirmektir.
OKB kendi kendine geçmez.
Hatta biraz inatçı olduğunu da söyleyebiliriz. Bazen azalır, bazen bir başka istemsiz düşünce ve davranışla yer değiştirir.
Bu yüzden tedavi ne kadar erken başlarsa o kadar iyidir.
Uzman Bilgisi
Psk. Nida DAL İDİKUT
Klinik Psikolog
- Üniversite : Bilkent Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Psikoloji Bölümü
- Uzmanlık : Bournemouth Üniversitesi, İnsani Bilimler Enstitüsü (Şeref öğrencisi)
Yazıları

Kırmızı Elma
Adem’le Havva’nın kırmızı elmayı dalından koparıp yemesinden beri, yüzyıllardır insanoğlu kendine konulan yasak duygularla boğuşuyor. Freud’a göre yetişkinlik döneminde bilinçdışı, bilinçli zihni tehdit eden ve bastırılması gereken duyguların saklandığı bir kutu gibidir.

Evlilikte Sağlıklı Tartışma
Evlilikte Sorun Çözme Yolları – Sağlıklı Tartışma Nasıl Olmalıdır? Evlilik iki farklı bireyin kişilik özelliklerinin, kültürünün, görüş açılarının farklılığının, değer ve inançlarının ve sosyal yaşantılarının bir araya gelerek oluşturdukları yapıdır. Kişiler bu yapı üzerinden kendilerini yeniden tanımaya başlarlar.

Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek
Takıntılar ve Zorlayıcı Düşünceler: Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek Dönemsel olarak bazı düşünce ve davranışlarımızdan dolayı takıntılı yani obsesif olduğumuzu düşündüğümüz anlar olmuştur. Çünkü hepimiz bazı konularda daha hassas veya kaygılı olabiliyoruz. Hatta zaman zaman çevremizden de “taktın bu konuya”, “takıntılı davranma” gibi cümleler duyduğumuz olmuştur. OKB basit bir takıntıdan ya da zihnimizi zaman …

Duygudurum Bozukluğu Nedir? Nasıl Anlaşılır?
Ruh hallerimiz duygularımızla ne kadar örtüşüyor değil mi? Bizi her gün etkiliyorlar. Bazen üzgün, kederliyiz, bazen ise mutluyuz. Hatta aynı gün içinde ani değişimle üzgün ve mutlu bile olabiliriz. Çünkü her insan hayatında duyguların inişli çıkışlı zamanları olur en çokta dış etmenlerden dolayı. Bu durumda herkesin günlük rutininde, ani duygu iniş ve çıkışlarının yaşanması belli bir …

Stockholm Sendromu: Celladına Aşık Olmak
İlişkilerde aradığımız şeylerin en başında sevgi, sadakat ve saygı iken bazı durumlarda insanlar kendilerine saygı duymayan, kötü davranışlarda bulunan hatta bazen eziyet eden, fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulayan kişilere karşı da olumlu duygu geliştirebiliyorlar.

İlişkilerin Sonucunda Klasikleşmiş Son
İlişkilerin sonucunda klasikleşmiş son : “Neden hep aynı tip insanları buluyorum ki” . Kadere bakın. Sanki insanlar değişiyor ama yaşananlar, sonlar tüm senaryo aynı, bir türlü mutluluğu, gerçek aşkı bulamıyorsunuz. Sanki bir kısır döngü gibi. Tesadüfen mi bu insanlar sizi buluyor yoksa mütemadiyen sizmi farkında olmadan o tip insanlara yöneliyorsunuz?

Neden Hep Aynı Senaryo, Hep Aynı Son?
İlişkilerin sonucunda klasikleşmiş son: “Neden hep aynı tip insanları buluyorum ki” . Kadere bakın. Sanki insanlar değişiyor ama yaşananlar, sonlar tüm senaryo aynı, bir türlü mutluluğu, gerçek aşkı bulamıyorsunuz.

Toksik İlişki Nedir ? Belirtileri Nelerdir ?
Zehir Mi? Sevgili mi? Bizler neden bir ilişkiye başlarız. Mutlu olmak, gelişmek, belki de diğer yarımızı bulup sonsuz huzurda yaşamak için. Aslında temel amacımız kendimizi daha iyi hissetmek iken bazı ilişkiler bize tam tersi etki yapar; zarar verir ve kendimizi kötü hissetmemize neden olur.

Evlilikten mi Kendimizden mi Korkar Olduk?
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de son yılda evlenme oranı yüzde on gibi ciddi bir düşüşte. Yıllar önce insanların en büyük hayali evlenip yuva kurmak ve çocuk sahibi olmak iken nasıl oldu da bu kadar evlenmekten korkar olduk.
Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Annelik: Görünenin Ötesinde Bir Dönüşüm
Zorlukları, çatışmaları ve dönüşümüyle bir ruhsal yolculuk Annelik, dışarıdan bakıldığında doğal bir süreç …

Ayna Ayna Söyle Bana! Var Mı Benden…
Hepimizin bildiği pamuk prenses masalında cadı kraliçe aynanın karşısına geçer ve sorar: “Ayna ayna söyle bana, …

Kumarın Dijital Yüzü Çevrimiçi Kumar Bağımlılığı Ve Toplum
Kumar bağımlılığı, kumar oynama sebebiyle beynin etkilenmesi sonucu kişinin kumar oynama isteğini kontrol edememesi …

Oedipus Kompleksi Ve Başarı Korkusu
“Büyüyünce annemle/babamla evleneceğim” diyen, ebeveynleri arasındaki yakınlığı kıskanan ve bu yakınlığa …

Uçuş Fobisi (Aerofobi) Nedir ? Vr Gözlük İle Tedavi Nasıl Gerçekleşir?
Uçuş fobisi, literatürde aerofobi olarak tanımlanan, uçma korkusu bulunan kişilerde ciddi kaygı belirtilerine yol …

Kırmızı Elma
Adem’le Havva’nın kırmızı elmayı dalından koparıp yemesinden beri, yüzyıllardır insanoğlu kendine konulan …

Çocuklarda Ayrılık Kaygısı
Çocuklarda ayrılık kaygısı, bir çocuğun bakım veren kişilerden ayrılırken yaşadığı yoğun stres durumu olarak …

Aşk Ne Kadar Mümkün?
Platon’un aşkla ilgili diyaloglardan oluşan “Şölen” kitabında geçen bir tartışmada, Aristophanes şu hikayeyi …

Depresyonun Gelişimi ve Pozitif Bakış Açısı Geliştirme Yolları
Erken yaşantılar kişide kendisi ve dünya ile ilgili bazı temel işlevsel olmayan inançların veya şemaların gelişmesine …