Uzman Makaleleri

Travma İle İlişkili Bozukluklar

Travma İle İlişkili Bozukluklar

Travma en genel tanımıyla bireyin ruhsal durumu ve kişiliği üzerinde kalıcı etki bırakan olağan dışı bir yaşantıdan kaynaklanan rahatsızlık durumudur. Travmaları kısa süreli ve süreğen travmalar olarak 2 tipte incelemek mümkündür. Kısa süreli travmalar deprem, yangın gibi doğal afetler, trafik kazaları gibi aniden ortaya çıkabilen ve devamlılığı olmayan olaylar sonucu oluşurken süreğen travmalar aile içi şiddet, ihmal, istismar gibi süreklilik arz eden durumları kapsar. Her bireyin yaşadığı olayları veya travma etkisi yaratabilecek felaket niteliğindeki yaşantıları algılama ve anlamlandırma biçimi farklılaşır. Bir kimseye göre yaşanan durum/olay üstesinden gelmesi mümkün duygular ortaya çıkarırken bir başkası tarafından travmatik bir durum olarak deneyimlenebilir. Bu durum kişinin gelişimsel süreçleri, genetik yapılanması, sosyal çevresi gibi birçok faktöre göre şekillenir.

Akut Stres Bozukluğu (Asb)

Akut stres bozukluğu kişilerin travmatik yaşantıya maruz kaldıktan hemen sonra semptom geliştirdikleri durumdur. Tanı kriterlerine göre stresli olaydan sonraki 3 günden daha fazla sürmesi ve olaydan sonraki 1 aylık süreyi aşmaması gerekir. Eğer semptomlar 1 aydan fazla sürmüşse buna akut stres bozukluğu denilmez. Sonrasında sıkıntıların devam ettiği kişilerin pek çoğuna travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulmaktadır. Ciddi yaralanmalar, cinsel ya da fiziksel istismar, bir yakının ölümü gibi olaylar akut stres bozukluğuna sebep olabilecek yaşantılardır. Fakat her yas süreci travmaya dönüşmez.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (Tssb)

Travma sonrası stres bozukluğunda semptomlar genellikle travmanın hemen sonrasında ortaya çıkmaz. Kişiler travmatik olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra olay anını tekrar tekrar yaşarlar (flashback) ve olay hakkında düşünmekten belirgin şekilde kaçınırlar. Yaşananlardan kendilerini sorumlu tutarak suçluluk duygusu geliştirebilirler. Terleme, titreme, odaklanma güçlükleri, uykudan irkilerek uyanma ve her an tetikte olma gibi fizyolojik uyarılmalar sık görülen semptomlardandır. Travmatik olayın uzun sürmesi, nadir görülen bir durum olması ve şiddetinin aşırılığı bireylerin TSSB geliştirme olasılıklarını arttırır. Aynı zamanda kişilerin çocukları, eşi, akrabaları gibi yakın çevresindeki insanların deneyimlediği travmatik durumlar da TSSB geliştirme olasılıklarını arttıran nedenlerden biridir.

Yetişkinler için travma yaratabilecek olaylar çocuklar için olmayabilir. Özellikle de 6 yaş öncesi travma kriterleri belirgin şekilde farklılaşabilir. Olayı doğrudan yaşama, özellikle birincil bakım verenlerin (anne, baba vs.) başına gelenlere tanıklık etme ya da öğrenme çocuklarda TSSB gelişimine yol açabilecek durumlardır. 0-6 yaş döneminde yetişkinlerde var olan travmatik olayı yeniden yaşantılama, yani flashbackler yoktur. Çünkü bu dönemde soyut düşünme becerileri henüz tam olarak gelişmemiştir. Çocuklar yaşanan olayı hatırlamayabilirler fakat olayı çağrıştıran nesnelerden, kişilerden ve durumlardan kaçınırlar. Çocuklarda travma sonrası stres bozukluğu incelenirken travmatik olaylara medya yoluyla maruz kalma durumu dışlanmaktadır. 6 yaş ve öncesinde ben merkezli düşünce yapısı hakim olduğundan çocuk yalnızca kendisini ve yakınlarını düşünür, medyadaki olaylar çoğunlukla travmaya dönüşmez. Travma yaşayan bir çocuğun gösterebileceği semptomlar arasında regresyon dediğimiz geriye dönük davranışlar bulunmaktadır. Eğer 8 yaşında bir çocuk aniden daha küçük yaşların gelişimsel özelliklerinden göstermeye başlarsa travma şüphesi oluşmalıdır. Olumsuz anılar çocuğa sıkıntı veriyor gibi görünmeyebilir ancak oyun esnasında yeniden canlandırma ile ortaya çıkabilir. Çocuklar olaylar arası ilişki kurmakta güçlük çekebilirler. Travmaya sebep olan anıyı daha önce deneyimlemedikleri durumlarda olayı algılamaları güç olduğu için rahatlıkla ifade edemezler. Bu nedenle travma sayılabilecek durumlara maruz kalan çocukların ivedi şekilde uzman desteği almaları önerilir.a

Uzman Bilgisi

Psk. Deniz TAN KUMCUOĞLU
Klinik Psikolog
  • Üniversite : Çankaya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi – Psikoloji Bölümü (Yüksek şeref derecesi)
  • Uzmanlık : Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü – Klinik Psikoloji Bölümü (Yüksek şeref derecesi)

Yazıları

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.