Psikiyatri İlaç Kullanımlarında Doğru Bilinen Yanlışlar
Bedensel bazı şikayetlerimiz olduğunda örneğin karnımız ağrıdığında, nefesimiz daraldığında, başımız döndüğünde pek tereddüt etmeksizin ilgili branş doktoruna başvururken konu duygularımız, kaygılarımız, takıntılarımız olduğunda psikiyatri hekimine başvurmakta uzunca bir süre bekleriz genelde. Neden fiziksel hastalıklar için kolaylıkla hekime giderken duygusal şikayetlerimiz için aynı şekilde davranmayız? Bunun nedeni psikiyatrik hastalıkları diğer bedensel hastalıklardan ayrı tutma eğilimidir. Oysa beynimiz de akciğermiz ya da böbreğimiz gibi eller tutulur somut bir organımızdır ve diğer organlarımız gibi beynimiz de kendine ait görevleri yerine getiren çeşitli kısımlardan oluşur. Örneğin beynimizin arka kısmı görmeyle ilgili işlevleri düzenlerken alt yan kısımlar işitmeyle ilgilenir. Bunlara ek olarak beynimizin iç kısmında limbik bölge dediğimiz bir alan vardır ve bu alan bütün diğer beyin alanlarıyla bağlantılar yaparak kollektif bir ağ içinde çalışır. İşte burası mutluluk, mutsuzluk, kaygı, korku gibi duygulanımların, düşüncelerin ve davranış biçimlerinin doğduğu ve düzenlendiği alandır. Nasıl ki beynimzin arka kısmına bir darbe aldığımızda ya da beynimizin arka kısmını besleyen kan damarlarında bir sorun olduğunda görme yetimiz bozuluyorsa, limbik bölge dediğimiz alanda da bir hasar oluştuğunda, örneğin bu bölgenin kanlanması bozulduğunda ya da bir tümör bu alana bası yaptığında ya da nörotransmitter dediğimiz hormon benzeri maddelerin bu bölgedeki işlevleri veya miktarları bozulduğunda bizler duygularımızda, düşünce biçimlerimizde ya da davranışlarımızı kontrol etme şeklimizde sorunlar yaşamaya başlarız. Bu belirtilerin bir zatürre hastasının öksürmesinden ya da bir şeker hastasının ağız kuruluğu yaşamasından pek bir farkı yoktur. Çünkü bütün bu durumlarda işlevi bozulmuş bir organ ve o işlev bozukluğu sonucunda gelişen şikayetler vardır. Yani fiziksel ve duygusal diye bir ayrım doğru değildir. Hayatımızın akışı esnasında karşılaştığımız olumlu ya da olumsuz yaşam olayları beyin moleküllerinin işleyişini etkiler ve bu etkinin biçimine göre duygusal belirtiler yaşamaya başlarız.
İşte psikiyatrik ilaç tedavileri, beynimizde biraz önce bahsettiğimiz, nörotransmitter adı verilen, sinir hücreleri arası sinyal taşınmasında görev alan moleküller, üzerinde etki yaparak duygusal belirtilerin azalmasına yol açar. Kabaca örnek verecek olursak psikotik bozukluk olarak adlandırılan kişinin gerçeği değerlendirilmesinin bozulduğu hastalıklarda, gaipten sesler duyma, başkalarının göremediği şeyleri görme gibi belirtilerin oluşması dopamin hipotezi ile ilişkilendirilmiştir. Buna göre, bir nörotransmitter olan dopaminin beynin belirli bölgelerinde normalden daha aktif olması psikotik belirtilerin gelişmesine sebep olur. Sonuç olarak da bu hastalıkların tedavisinde dopaminin artmış aktivitesini sınırlamaya yönelik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlara antipsikotikler denir. Başka bir psikiyatrik ilaç grubuysa antidepresanlardır. Psikotik hastalıklar için dopamin hipotezinin hastalığın kimyasal gelişim mekanizmalarını açıklaması gibi, nevrotik hastalıklar dediğimiz yani hastanın gerçeği değerlendirmesinin tam olarak bozulmadığı durumları açıklamaya yönelik en önde gelen hipotez, serotonin ve nöradrenalin adı verilen nörotransmitterlerin aktivitelerindeki düzensizlikler üzerinedir. Depresyon, panik atak, sosyal kaygı bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk gibi nevrotik bozuklukların tedavisine yönelik ilaçlar da serotonin ve nöradrenalin aktivitelerindeki düzensizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilmiştir. Nevrotik bozukluklar tedavisinde kullanılan bu ilaçlar antidepresan dediğimiz ilaç grubunda yer alır. Şimdiye kadar gördük ki kabaca psikiyatrik hastalıklar psikotik bozukluklar ve nevrotik bozukluklar olarak sınıflandırılır ve ilaç tedavileri de antidepresan ve antipsikotik ilaçlarla düzenlenir.
Beynimiz vücudumuzun en kompleks organlarından biridir belki de birincisidir. Tabii ki böyle bir organın işleyişini şu nörotansmitter şunu düzenler bu nörotransmitter bunu düzenler gibi indirgeyici bir yaklaşımla bütünüyle açıklayabilmemiz mümkün değildir, çünkü biraz önce adı geçen nörotansmitterler başta olmak üzere başka onlarca nörotansmitter beynin farklı bölgelerinde birbirinden tamamen farklı etkileşimler göstererek çalışırlar. Örneğin, aynı antidepresan grubu içerisinde yer alan iki ayrı ilacı ele alalım. Bu ilaçlar her ne kadar aynı grup içerisinde yer alsalar da birbirlerinden farklı etki mekanizmalarıyla tedavi edici özelliklerini uygularlar. Buna ek olarak her bireyin beyin yapısı biriciktir. Makroskopik olarak aynı görünen beyinlerimiz mikroskopik düzeyde birbirinden farklılaşır. Bu nedenle aynı ilaçların farklı kişilerdeki etkileri de farklı olur. Yani sizinle aynı şikayetlere sahip birisine a ilacı çok faydalı olmuşken size hiç faydası olmayıp, yan etkilerle boğuşmanıza neden olabilir. Bu nedenle özellikle psikiyatrik ilaç tedavilerini eş dost akraba önerilerine göre seçip kullanmamak çok önemlidir.
Başvurduğunuz hekim psikiyatrik değerlendirilmeniz sonucunda antipsikotik ya da antidepresan ilaçlardan birisini kullanmanızı tavsiye etmiş olabilir. Siz de hekiminizin önerisiyle bu ilaçlardan birisini kullanmış ve katlanamayacağınız yan etkiler yaşıyor olablirisiniz ya da ilacı bir kaç aydır kullanmanıza rağmen hiç bir faydasını görmediğinizi düşünüyor olabilirsiniz işte burada yaygın olarak yapılan hata bana psikiyatrik ilaçlar yaramıyor diye düşünerek tedaviyle bağı koparmak bir anlamda tedaviye küsmek.. Bir psikiyatrik ilaç siz de arzu etmediğiniz bir etki gösterdiğinde ya da arzu ettiğiniz etkiyi yeterince gösteremediğinde bu, bir diğer psikiyatrik ilacın sizde aynı olumsuz etkileri yaratacağı anlamına gelmez. Bu yüzden a ilacı yan etki yaptıysa o grupta yer alan bütün ilaçlar da sizde yan etki yapacak değildir ya da b ilacı şikayetlerinizi geçirmediyse aynı grupta yer alan diğer bütün ilaçlar da faydasız olmayacaktır. Böyle bir durumda karşılaşınca tedaviye küsmemeli hekiminize tekrar danışmalısınız.
Psikiyatrik ilaç tedavileri belirtiye yönelik anı kurtarıcı ilaçlar değildir. Hastalığa yönelik tedavi edici ilaçlardır. Yani sizler vakti geldiğinde ilacı bıraktığınızda hastalığınız kaldığı yerden devam etmeyecektir. Yeterli dozda yeterli süre yapılan psikyatrik tedavilerle hastalıklarınızdan kalıcı olarak kurtulmanız mümkündür. Bunun olabilmesi için şikayetlerimiz geçti diye hemen ilaçlarımızı bırakmamalıyız. Evet uzun süre ilaç kullanmak gerçekten yorucu bir şeydir fakat o ana kadar harcadığımız emeklerin boşa gitmemesi için şikayetlerimiz tamamen geçtiği andan itibaren en az 6 ay daha aynı dozda tedaviye devam etmeliyiz ki tekrar hastalığa yakalanma riskimiz en aza insin.
Bütün psikiyatrik ilaçlar bağımlılık yapmaz. Evet psikiyatrik ilaç tedavileri içerisinde bağımlılık yapma potansiyeli taşıyan çok küçük bir grup ilaç vardır fakat zaten size bu ilaçlar reçete edilirken hekiminiz sizi bu konuda uyaracak ve bilgilendirecektir. Eğer bu tür ilaçları hekiminizin öneri ve kontrolü eşliğinde kullanırsanız bağımlılık riskinden söz etmek pek mümkün olmayacaktır.
Psikiyatrik ilaçlar kısırlık yapmaz, psikiyatrik ilaçların bazı cinsel yan etkileri olabilir fakat bu etkiler kalıcı değildir ve tedavinin sonlandırılmasıyla tamamen düzelir. Böyle bir şikayetiniz olduğunda sizi takip eden hekime bu yan etkiyi bildirmeniz tedavinizin yeniden düzenlenmesini sağlayacaktır.
Psikiyatrik ilaç tedavileri intihara yol açmaz. Maalesef ilaç tedavisine devam ederken intihar eden hastalar olabilir. Bunun nedeni ilaç tedavisi değil hali hazırda tedavi edilmeye çalışılan psikiyatrik hastalıktır. Bütün bunlara ek olarak psikiyatrik ilaç tedavileri de diğer ilaç tedavileri gibi faydaları ve yan etkileri olan ilaçlardır. Tedavi sürecinde olumsuzluklarla karşılaştığımızda tek yapmamız gereken bizi takip eden hekiminize danışmak ve onun önerileriyle yol almak olmalıdır.
Uzman Bilgisi
Dr. Mustafa TATLI
Psikiyatrist
- Üniversite : Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi (İngilizce)
- Uzmanlık : Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Yazıları

Yasak Elma ve Bilişsel Evrim
Semavi dinlerin hepsinde ortak bir olaydan bahsedilir; Adem ile Havva’ nın cennetten kovulması… Buna göre Tanrı, Adem ile Havva’ ya ‘her istediğinizi yapabilirsiniz fakat sadece şu ağaca yaklaşmanızı yasaklıyorum’ der.

Depresyon Davulla Zurnayla Gelmeyebilir
Depresyona ait moralsizlik, isteksizlik, hayattan zevk alamama, içe kapanma, ağlamalar, sinirlilik şikayetleri, çoğunlukla kolaylıkla fark edilebilir ve varlığında ‘Acaba depresyona mı giriyorum?’ düşüncesiyle bir psikiyatriste başvurmanızı sağlayabilir. Fakat depresif hastalıklar her zaman böyle davul zurna çalarak kendini belli ede ede başlamayabilir.

Panik Atak
Panik atak, beklenmedik bir şekilde, kendiliğinden olan, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama hissi, göğüste ağrı ya da sıkışma, baş dönmesi, sersemlik, uyuşma, karıncalanmanın eşlik ettiği, kişide yoğun bir ölüm, bayılma ya da delirme korkusu yaşatan bir durumdur.

Otizmli Çocuğa Yaklaşım
Otizm çocukta sosyal etkileşimde kısıtlılık, iletişim düzeyinde belirgin gecikme, ilgi alanlarında sınırlılık ve tekrarlayıcı davranışlar gibi bulgularla ortaya çıkan bir gelişim bozukluğudur.

Vajinismus Nedir? Ne Değildir?
Vajinismus; vajina (kadın cinsel organı) girişindeki kasların kasılması sonucu oluşan, ağrı algısının yaratmış olduğu kaygı ile karakterize olan ve cinsel birleşme sırasında zorlanma ya da cinsel birleşmenin mümkün olamaması ile sonuçlanan psikolojik bir bozukluktur.

Türsel Mutluluk Ortaklıkla Mümkündür
Bilinç: Bilinç, kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere ve bir bütün olarak içinde yaşadığı evrene ilişkin farkındalığıdır. Peki bizler ‘bilinci açık’ bireyler olarak kendimizin, çevremizin ve yaşadığımız evrenin gerçekten farkında mıyız?

Hiç Büyümeyen Mutsuz Bir Çocuk : Peter Sellers
Sinema salonuna girdiğimiz andan itibaren 7. sanatın büyülü atmosferi içerisinde yeni bir dünyaya adım atmış oluruz. Salonun kapısında günlük yaşam kavgaları geride kalır ve koltuğa oturup, film başladığı andan itibaren, bambaşka hayatların içinde buluruz kendimizi. Kendi yaşantımızda zengin, fakir, aşık ya da nefret dolu olabiliriz bunun bir önemi yoktur, o koltukta oturduğumuz sürece artık beyaz …

Depresyon Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?
‘Depresyon’ terimi gündelik hayatta en çok kullanılan tıp terimlerinden biridir, bu sebepledir ki; bir çok yanlış anlaşılma ve yanlış inanışın konusu olmuştur. Hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde ağzından : ‘ Bu aralar depresyondayım.’ cümlesini duymak kuvvetle muhtemeldir. Peki acaba her üzgün hissetme hali, her keyifsizlik, depresyon mudur? Depresyon nedir? Ne değildir? Nasıl tedavi edilir? …

Bir Psikiyatristin Nefret Günlüğü
Şehrin beti benzi atmış hastalıklı rengi, insanın içindeki yaşama isteğini azaltıyordu. Aslında dışarıdan gelenler kasvetli havanın bu şehre çok yakıştığını söylerler. Burada yaşayanlar için çok da fark etmiyor aslında. Her gün, birbirinin aynı hayatlarından, şikayet etmeden günü akşam ediyorlar. Benim de farklı geçmiyor günlerim senin yokluğunda.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Psikoterapi; bireylerin, bilişsel, duygusal ve davranışlar sorunlarının, bu konuda eğitim almış bir profesyonel eşliğinde sözel görüşmeler yoluyla çözümünü ve bireylerin ruh sağlıklarının korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Psikiyatri tarihi boyunca çeşitli dönemlerde o dönemin şartlarına göre şekillenmiş değişik psikoterapi türleri geliştirilmiştir. Bütüncül, dinamik, , bilişsel davranışçı, varoluşçu, Geştalt ve kişilerarası psikoterapi, psikoterapi türlerinin …

Bağlanmanın Psikolojisi “Ben Sensiz Yaşayamam”
Ben onsuz yaşayamam, biz birbirimizi tamamlıyoruz, o olmadan eksiğim, onun olmadığı bir dünya düşünemem… Günlük yaşantımızda hepimizin duyduğu ya da bizzat söylediği, kulağa sempatik ve romantik sevgi sözcükleri olarak gelen bu ifadeler aslında o kadar da masum olmayabilir. ‘Sensiz bir hiçim’ den ‘ya benimsin ya kara toprağın’ a kadar uzanan yelpazede bu cümleler bir ucunda …
Podcastler

Psikiyatri İlaç Kullanımlarında Doğru Bilinen Yanlışlar
Bedensel bazı şikayetlerimiz olduğunda örneğin karnımız ağrıdığında, nefesimiz daraldığında, başımız döndüğünde pek tereddüt etmeksizin ilgili branş doktoruna başvururken konu duygularımız, kaygılarımız, takıntılarımız olduğunda psikiyatri hekimine başvurmakta uzunca bir süre bekleriz genelde. Neden fiziksel hastalıklar için kolaylıkla hekime giderken duygusal şikayetlerimiz için aynı şekilde davranmayız? Bunun nedeni psikiyatrik hastalıkları diğer bedensel hastalıklardan ayrı tutma eğilimidir. Oysa …
Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Depresyonun Gençler Üzerindeki Etkileri ve Ergenlik Döneminde Destek
Ergenlik; gençlerde ani ve hızlı değişimlerin olduğu, hormonal değişikliklerle birlikte bu kişilerin kendi kimliklerini …

Dil ve Konuşma Terapisi Nedir?
Dil ve konuşma terapisi, iletişim bozukluklarının önlenmesi, değerlendirilmesi, teşhisi ve müdahalesinde kullanılan …

Dünden Bugüne: Cinsel Mitler
Canlılar olarak hayatımızı devam ettirebilmek için çeşitli kaynaklara ihtiyaç duyarız. Biz insanların ihtiyaçlarını …

Öfke Kontrolü: Sağlıklı İçsel Dengeye Ulaşma Yolu
Öfke, hepimizin zaman zaman deneyimlediği güçlü bir duygudur. Hayal kırıklığı veya algılanan adaletsizlik gibi …

Depresyon ve İş Performansı: İş Hayatında Depresyonla Nasıl Başa Çıkılır?
Depresyon, melankoli kavramı altında ruhsal bozukluklar içerisinde en eski tanımlanan kavramlardan birisi olarak gelmiştir. …

Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek
Takıntılar ve Zorlayıcı Düşünceler: Obsesif Kompulsif Bozukluğu Anlamak ve Yönetmek Dönemsel olarak bazı düşünce …

Psikolojik Dayanıklılık: Zorluklarla Başa Çıkmanın Gücü
Psikolojik dayanıklılık dediğimizde genellikle ilk olarak akıllara, olumsuz olaylar geliyor ama yaşam boyunca kaygı, …

Kendine İyi Bakmanın Önemi: Kendini Önceliklendirme ve Öz-Bakım Pratikleri
Kendine iyi bakmak, bedensel, zihinsel ve duygusal sağlığımızı korumak için hayati öneme sahip bir davranıştır. …

Uyku ve Zihinsel Sağlık İlişkisi: İyi Bir Gece Uykusunun Önemi
Uyku canlıların temel fizyolojik gereksinimleri arasında yer almaktadır. Uykunun amacı vücudun dinlenmesini ve enerjisinin …
Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.
₺1.00Randevu Talebi