Uzman Makaleleri

Yasak Elma ve Bilişsel Evrim

Yasak Elma ve Bilişsel Evrim

Semavi dinlerin hepsinde ortak bir olaydan bahsedilir; Adem ile Havva’ nın cennetten kovulması… Buna göre Tanrı, Adem ile Havva’ ya ‘her istediğinizi yapabilirsiniz fakat sadece şu ağaca yaklaşmanızı yasaklıyorum’ der.

Bunu duyan şeytan yine şeytanlığını yapar ve Adem ve Havva’ yı yasak ağaca yaklaşmaları konusunda ikna eder ve yasak ağacın yasak meyvesi elmayı tadan ilk insanlar cennetten kovulur ve dünya sürgünü; insanoğlunun milyonlarca yıllık yaşam serüveni gezegenizimizde başlar. Bu dualistik anlatı itaat, kurallar, yasaklar, iyiler, kötüler dışında başka bir şeyin de işaret fişeği olabilir mi?

2,5 milyon yıl önce Doğu Afrika’ da Australopithecus (güney maymunu) adı verilen hominid (insansı) maymunlardan homo (insan) cinsi evrildi. Sonraki yüzbinlerce yıl süresince homo rudolfensis, homo ergaster, homo erectus, homo neanderthalensis gibi homo (insan) türleri yeryüzünde boy göstermeye başladı. 200.000 yıl önce ise günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başarabilmiş tek insan türü olan bizler yani Homo sapiens (düşünen insan) tarih sahnesine çıkmıştır. Yaklaşık olarak 70.00-50.000 yıl önce ise belki de bugünkü insana en yakın olan homo sapiens alt türü olan Homo sapiens sapiens (düşündüğünün üzerine düşünebilen insan) bütün haşmetiyle ben de varım demiştir.

Bundan 100.000 yıl önce yeryüzünde birden fazla homo (insan) türü aynı anda dünyanın farklı bölgelerinde varlıklarını sürdürmekteydi. Peki diğer insan türlerine ne oldu, tarih sahnesinden nasıl silindiler? Olumsuz iklimsel değişiklikler, türler arası çiftleşmeye bağlı asimilasyonlar ya da bir insan türünün diğer insan türünü ortadan kaldırması gibi teoriler bu konuya açıklık getirmek için kendi argümanlarıyla tartışılmaktadır.

Homo sapiens yaklaşık olarak 100.000 yıl önce Afrika dışına ilk göçünü yapmaya başlamıştır. Avrupa kıtasına ulaşan sapiensler orada başka bir insan türü olan neandertallerle karşılaşmış ve bu zekaya karşı bedensel güç çarpışması güç lehine sonuçlanmış ve neandertaller sapiens işgaline karşı yaşam alanlarını başarıyla savuna bilmişlerdir. Fakat bu dövüş tek rauntla sınırlı kalmamıştır. İlk karşılaşmadan yaklaşık 30.000 yıl sonra Afrika topraklarını ikinci defa terkeden homo sapiensler ki bunlara homo sapiens 2.0 ya da homo sapiens sapiens demeliyiz çok daha donanımlı bir zihinle, daha gelişmiş bir bilişsel yapıyla ve sonuç olarak daha gelişmiş savaş teknikleriyle neandertallerle ikinci karşılaşmayı yaşamıştır ki bu karşılaşma homo neanderthalensis için pek de  iyi olmamış ve düşündüğünü düşünebilen bilişsel donanımlı homo sapiens sapiens cinsdaşlarını tarih sahnesinden süpürmüştür. Sonraki on binlerce yılda neandertaller yaşamayı sürdürmüşlerdir fakat yaşam alanları azalan bu insan türü yaklaşık 30.000 yıl önce alkışlarla sahneden inmişlerdir.

Homo cinsi neden sapiens (düşünen) oldu bununla da kalmadı sapiens sapiens (düşündüğünü düşünen) oldu?

Önceden uyarayım yazının bundan sonraki kısmı bolca spekülatif yorumlar içermektedir.

Adem ile Havva hikayesine geri dönelim yasak ağaçtan yenilen elma cennette yedikleri son lokma olur ve cennetten kovulurlar.

İlk insansı maymunların neden ayağa kalmaya karar verdiği konusunda çeşitli teoriler mevcut. Bu teorilerin Adem ve Havva hikayesi ile ilişkisine gelince, nesiller boyu süren iklim felaketleri düşünün toprak üzerinde besleyici bir şey kalmadığını azalan besinler sebebiyle vahşi çatışmalar, aç kalışlar ve açlıktan ölüşler düşünün. Bir gün bir insansı maymunun hafifçe doğrulup yere nispeten yakın bir ağaçtan bir yemişe uzandığını ve çaresizlikten bu yeni besinin tadına bakarken çok da kötü olmadığını ve açlığını giderdiğini ve bu sayede türün diğer bireylerine göre daha uzun süre hayatta kaldığını ve daha çok çiftleşip üreyebildiğini düşünün, hayatta kalma yolundaki bu yadsınamaz avantaj önce hafifçe doğrulanı genetik olarak öne çıkaracak ve evrim sürecinde git gide doğrulma tamamen iyi ayak üzerinde durabilmeye kadar varacaktır. Fakat ayağa kalkmanın avantajları olduğu kadar olumsuz sonuçları da vardır. Ayağa kalkan bir insansı maymun bedeninde ağırlık merkezi yer değiştirir ve vücudu daha dar pelvis geliştirme yönünde evriltir.

Büyük beyinli bir insansı maymun yavrusu zamanla daha daralmış bir doğum kanalından geçerken yaşanan sorunlar doğum sırasında anne ya da bebek ölümlerinde artışa neden olur. Süreç içerisinde gelişimini tam tamamlamamış prematüre doğum (şu anki prematüre doğum kavramını nitelememektedir insansı atalarımıza göre bebeğin anne karnında sadece 38-40 hafta kalması erken bir doğumdur) yapan anne ve bebeklerin daha uzun süre yaşadığı ve bu sayede prematür doğurmayla ya da doğmayla ilgili genetik miraslarını diğer nesillere aktarma fırsatı bulduğu bir ortamda evrimsel süreç içerisinde insansı maymunlardan homo cinslerine gelinceye değin gebelik süresi kısalır ve prematüre olarak insan yavrusu dünyaya gelmeye başlar. Pek çok memeli yavrusu doğumuyla birlikte birkaç ufak denemeden sonra sanki yıllardır yeryüzündeymiş gibi yürüyebilir koşabilir beslenebilir fakat insan yavrusu özellikle yaşamının ilk iki yılında mutlak bir bakıma ihtiyacı vardır bu yüzden insan yavrusu prematüre olarak doğar. Bu olgunlaşmadan doğma homo cinsinde öğrenmenin, anlamının, başkalarıyla iletişim içinde olmanın, birbirine yardım etmenin, sosyal bağlar kurmanın mutlak gerekliliğini doğurur. Bu mutlak gerekliliğin karşılanması ancak bunu karşılayabilecek bir zihinsel yapıya sahip olursanız gerçekleşebilir. Prematür insan yavrusunun hayatta kalabilmek için öğrenme zorunluluğu ve başkalarına muhtaçlığı evrimsel süreç içerisinde bir sıçrama tahtasına dönüşmüştür artık ve günümüzden yaklaşık 200.000 yıl önce düşünebilen insan (homo sapiens) ve 70.000 yıl önce de düşündüğünü düşünebilen insan (homo sapiens sapiens) evrilmiştir.

İnsan türünün yeryüzündeki macerası gerçekten Adem ve Havva’nın ağaçtaki o elmaya uzanmak için doğrulmaya çalışmasıyla başlamış olabilir çünkü bugün insan medeniyeti olarak gördüğümüz ne varsa bunu bilişsel kapasitemize borçluyuz ve bilişsel kapasitemizi ise belki de hafifçe doğrulan o ilk insanımsı atamıza…

Uzman Bilgisi

Dr. Mustafa TATLI
Psikiyatrist
  • Üniversite : Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi (İngilizce)
  • Uzmanlık : Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Yazıları

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.