Uzman Makaleleri

Şizotipal Kişilik Bozukluğu

Şizotipal Kişilik Bozukluğu

Şizotipal kişilik bozukluğu tipik, karakteristik bir bozukluk mudur yoksa arada kalmış bir ifade midir?

Günümüzde aslında üzerinde bir netlik olan tanısal kavram değildir, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanı kriterlerinde (ICD-11) bir klinik bozukluktur, Amerikan Psikiyatri Derneği’nin tanı kriterlerinde (DSM-5) ise A kümesinde kişilik bozukluğu olarak belirtilmektedir. Yine de bu ayrımın klinik ölçme, değerlendirme ve tedavi bakımından önemi yoktur, klinikte mühim olan şizofreniden ayırt edilebilmesidir.

Şizotipal(schizo/typal) kelimesi iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. “Şizo” Yunancada ayrık, yarık anlamındadır, “tipal” kelimesi ise tipik, karakteristik demektir. En yalın haliyle ifade edersek kişinin içsel yani kendi ruhsal dünyasıyla, dış dünyanın yani kendisi dışındaki toplumsal alanın ayrık olması şizotipal kişiliğin belirgin unsurudur. Biraz daha açarsak şizotipal kişi kendi iç dünyasını dış dünyanın gerçekliği gibi algılar dış dünyanın gerçekliğini benimseyememiştir, içselleştirememiştir ve yaşamını iç dünyasının unsurlarına göre sürdürür. Dışarıdan bakıldığında duygu, düşünce ve davranışlarında birtakım belirgin tuhaflıklar ve uyumsuzluklar sezilebilir.

Başlıca Şizotipal Kişilik Belirtileri Şunlardır:

  • Kendileriyle ilgili olmayan konular ve olaylardan kendileriyle ilgili sonuçlar çıkarabilirler. Fakat kesin bir inançları yoktur kuşku ağır basmaktadır yine de düşünceleri, duyguları ve davranışları bu kuşkudan etkilenebilir.
  • Kültürel değerlerle bağlantısız derecede garip inanışlar ve büyüsel düşünceleri var olabilir.
  • Etraflarında var olmayan birisini varmış gibi hissedebilirler, bedensel illüzyonlar yaşayabilir.
  • Konuşma biçimleri basmakalıp, aşırı ayrıntılı ve konuşulan konudan uzaklaşırcasına olabilir.
  • Şüphe duyguları neredeyse her an hissettikleri bir duygudur, insanlara güvenmekte zorlanabilirler.
  • Genel olarak hissettikleri duygular kısıtlı ve sabittir, konudan uzak duygular deneyimleyebilirler.
  • Alışılagelmişin dışında tuhaf görünüm ve davranışlar sergilerler, görünümleri o anki modadan ve akımlardan uyumsuzdur.
  • Yakın ilişkiler kurmakta güçlük çeker, insanlardan tedirgin olabilirler. Kendi ruhsallıklarıyla daha meşgullerdir.
  • Bulundukları ortamdaki insanları yakından tanısalar da kalabalık içinde sosyal kaygı yaşarlar, insanların olumsuz yargılarından ziyade onlar tarafından zarar görebilme ihtimali endişe vericidir.

Toplumun genel popülasyonunda %1 ile %3 oranında rastlanır, psikoterapi desteği görmek talebinden ziyade psikiyatri kliniğine başvuruları daha sık görülür. İstikrarlı bir şekilde psikoterapiye katılmaları konusunda belirgin bir oran olmamakla beraber, dış dünyaya uyum ve toplumsal düzenin gerçekliğini benimseme bakımından desteklenebileceklerini belirtmek gerekir.

Kaynaklar;

  1. DSM-5
  2. ICD-11
  3. Kişilik Bozuklukları (Köroğlu E., Bayraktar S.)
  4. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları (Öztürk O., Uluşahin A.)

Uzman Bilgisi

Psk. Özenç Utku ÖZTÜRK
Klinik Psikolog
  • Üniversite : Doğuş Üniversitesi Psikoloji Bölümü
  • Uzmanlık : İstanbul Okan Üniversitesinin Klinik Psikoloji

Yazıları

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.