Uzman Makaleleri

PSİKOZ NEDİR

Psikoz Nedir?

Psikoz kelimesi Yunanca psyche(ruh, zihin) ve osis(anormal veya hastalıklı) kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş bir kelimedir. Gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulmalarında ortaya çıkan rahatsızlıklara verilen genel bir isimdir. Psikoz kişinin düşünceleri veya algılarıyla gerçekliğin birbirine karışması olarak da ifade edebileceğimiz ciddi bir rahatsızlıktır.

En önde gelen iki psikotik belirtiden söz etmek gerekirse bunları halüsinasyonlar (varsanı) ve hezeyanlar (sanrı) olarak dile getirebiliriz.

Halüsinasyonlar, duyu organlarıyla ilgili bir uyarı olmaksızın kişinin bazı algıları olmasıdır. En çok rastlanılan türü işitsel (duyulan) halüsinasyonlardır, kişinin gerçekte olmayan ama duyduğunu belirttiği sesler buna örnek olabilir. Görsel, tatsal ve kokusal halüsinasyonlar da psikotik belirtiler olabilirler.

Bir diğer öne çıkan belirti ise hezeyanlardır, kişinin mantıklı tartışmalarla değiştirilemeyen yanlış akıl yürütmeyle vardığı sabit, gerçek dışı düşüncelerdir. Bir diğer deyişle, bazı algıların ve yaşantı deneyimlerinin gerçekte ifade etmediği anlamda olan yanlış inanışlardır. Örneğin; kişinin etrafından geçen insanların zihnini okuyabildiklerini düşünmesi. Kötülük görme (perseküte) sanrıları, alınma (referans) sanrıları, bedensel (somatik) sanrılar, büyüklük (grandiyöz) sanrılar ve erotomanik sanrılar en bilinen sanrı türleri olarak klinik literatürde yer alırlar.

Dezorganize davranışlar yani bulunulan ortama uygun olmayan türden davranışlar ve birtakım konuşma bozuklukları da belirgin olarak görülen psikotik belirtiler olabilirler.

Şizofreni, şizofreniform(şizofrenimsi) bozukluk, şizoafektif(şizoduygulanımsal) bozukluk, sanrılı bozukluk ve kısa psikotik bozukluk gibi tanı kriterleri doğrultusunda ayırt edilen ve sınıflanan bozuklukluklar psikotik bozukluklar grubunda yer alırlar.

Ortaya çıkma nedenleri olarak birçok bağlamı değerlendirmek günümüzde psikozu anlamak için en faydalı yol olmaktadır çünkü psikotik belirtilerin tek bir faktörle açıklanması mümkün değildir. Beyindeki yapısal ve işlevsel bozukluklar, madde bağımlılığında maddenin eksikliğinin hissedilmesiyle ortaya çıkan zehirlenmeler, hamilelikte bebeğin beyin gelişimini etkileyen birtakım sebepler ve doğum sırasında meydana gelen travmalar, erken çocuklukta geçirilen hastalıklar, yaşam stresinin yoğun olarak arttığı dönemler ve erken çocuklukta (bebeklik ve sonrası) çocuğun bakım verenleriyle kurduğu ilişkinin etkileri psikotik yapıları ortaya çıkarabilir.

Tedavi yöntemlerinden en önde geleni ilaçlı tedavidir. Beraberinde kişinin stresini azaltıcı, sorun çözme becerilerini geliştirici, yer yer varsanılarına ve sanrılarına dair içgörülerini artırmaya yönelik psikoterapi yöntemleri kullanılabilir. Destekleyici terapiler, bilişsel davranışçı terapiler, sanat ve grup terapileri psikoz tedavisi için kullanılan başlıca terapilerdir. Psikotik bireylerin ailelerinin bilinçlendirilmesi bakımından da ailelere psikoeğitim verilmesi önemlidir.

Toplumun %8’inde hayatlarının herhangi bir döneminde hafif psikotik belirtiler görülebilir, kalıcı olarak psikotik rahatsızlığı olan bireyler toplumda %1 oranındadır. Erkeklerde 20-25 yaş, kadınlarda 25-30 yaş aralığında şizofreni başlangıcı daha yaygındır. 13 yaş itibariyle de şizofreni belirtileri hafif belirtiler şeklinde kendini göstermeye başlayabilir.

 

Kaynakça

  • Dsm-5
  • Icd-11
  • Klinik Psikopatoloji-Ertuğrul Köroğlu

Uzman Bilgisi

Psk. Özenç Utku ÖZTÜRK
Klinik Psikolog
  • Üniversite : Doğuş Üniversitesi Psikoloji Bölümü
  • Uzmanlık : İstanbul Okan Üniversitesinin Klinik Psikoloji

Yazıları

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.

    Sizi Arayalım