Uzman Makaleleri

Kış Depresyonu - Madalyon Psikiyatri Merkezi

Kış Depresyonu

Kış depresyonu, mevsimsel duygulanım bozukluğu ya da mevsimsel depresyon olarak da bilinen; kişinin yaptığı aktivitelere ilgi ve isteğinin azaldığı, düşünce, duygu ve davranışlarının olumsuz yönde etkilendiği, özellikle sonbahar ve kış aylarında mevsimlerin değişmesiyle birlikte tetiklenen psikolojik bir hastalıktır. Devamını Oku

DUYGU DURUM BOZUKLUKLARI

Duygu Durum Bozuklukları

Ruh hallerimiz duygularımızla ne kadar örtüşüyor değil mi? Bizi her gün etkiliyorlar. Bazen üzgün, kederliyiz, bazen ise mutluyuz. Hatta aynı gün içinde ani değişimle üzgün ve mutlu bile olabiliriz. Çünkü her insan hayatında duyguların inişli çıkışlı zamanları olur en çokta dış etmenlerden dolayı. Bu durumda herkesin günlük rutininde, ani duygu iniş ve çıkışlarının yaşanması belli bir yere kadar doğal kabul edilir. Devamını Oku

Anoreksiya Nervoza AN Nedir Belirtileri, Tedavisi Nelerdir

Anoreksiya Nervoza (AN) Nedir? Belirtileri, Tedavisi Nelerdir?

Anoreksiya Nervoza, yaş ve boy uzunluğu için olağan sayılan bir vücut ağırlığına sahip olmayı kabul etmeme, kilo almaktan aşırı korkma, beden imgesinde bozukluk ve mensturasyonların kesilmesi belirtilerinin gözlendiği bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya nervozanın temelinde yoğun bir kilo alma korkusu yatar ve buna düşük kilo ağırlığının korunmasının bile reddedilmesi eşlik eder. Devamını Oku

Othello Sendromu

Othello Sendromu

İngiliz şair ve oyun yazarı olan William Shakespare’ın 1603’te yazdığı “Othello” isimli oyununda eşi tarafından aldatıldığını düşünen ve kıskançlık yaşayan Othello’nun hikayesi anlatılmaktadır (Shakespeare, 2008). “Othello Sendromu” ismi de 1955 yılında yayımlanan bir makale ile duyulmaya başlanmıştır (Todd ve Dewhurst, 1955). Devamını Oku

İlişkilerin sonucunda klasikleşmiş son

İlişkilerin Sonucunda Klasikleşmiş Son

İlişkilerin sonucunda  klasikleşmiş son : “Neden hep aynı tip insanları buluyorum ki” . Kadere bakın. Sanki insanlar değişiyor ama yaşananlar, sonlar tüm senaryo aynı, bir türlü mutluluğu, gerçek aşkı bulamıyorsunuz.  Sanki bir kısır döngü gibi. Tesadüfen mi bu insanlar sizi buluyor yoksa mütemadiyen sizmi farkında olmadan o tip insanlara yöneliyorsunuz? Devamını Oku

Ders Çalış-ma

Ders Çalış-Ma

Ders çalışma konusu çocuğun ve ailenin ortak olarak yaşadığı sorunlardan bir tanesidir. Bunun nedeni ailenin ve çocuğun beklentileri arasındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Buradaki anlaşmazlıktaki makasın açıklığı, iki tarafın da adım atmaya yanaşmaması sonucunda çok daha fazla açılmaktadır. Devamını Oku

AMBİVALANS

Çok Seviyorum! Bir O Kadar Da Nefret Ediyorum! “Ambivalans”

“Zaten sevilmeye değer değilim, değer verdiğim hiç kimse bana istediğim/beklediğim kadar değer vermedi. Asla tam sevildiğimi ait olduğum yerde olduğumu hissedemedim. Ne zaman ilişkimde değer versem karşı taraf hep suistimal etti. Sevdim, pes etmeden sevdim. Ben sevdiğim zaman gerçekten hakkını vererek çok seviyorum. Hal böyle olunca karşı tarafın bana gösterdiği emeği sevgiyi hissedememek, görememek veya bir görüp ardından çelişkili tutum göstermesi beni delirtiyor. Kulaklarım kıpkırmızı oluyor yüzüm yanıyor o kadar ki nefret ediyorum o zaman. Ben hayatımın her döneminde onun sevgisini hissetmek istiyorum. Yazıyorum, arıyorum, onsuz bir gün düşünemezken onun beni aramayı unutması! Küçücük bir tartışmamızda bitsin o zaman deyivermesi…’’

Ambivalans deneyimleyen bir kişi işte bu kadar duygularını yoğun ve aynı zamanda zıt şekilde yaşayabilir. Kişi ne zaman ki sevilmeyi bir hedef, amaç haline getirip hayatının merkezine kendisinden önce bir başkasını koyarsa o zaman bu hedef için yoğun çaba sarf edecek ve beklentisi de bir o kadar yüksek olacaktır. Çünkü ‘’sevilebilirim” duygusunu hissetmeyi başkasının tercihine bırakmış oldu.

Sevilebilecek kadar değerli, önemli, sevilmeye değer olduğumuzu görmek için dış bir onaya ihtiyaç duyduğumuzda bu onaylanana kadar çaba harcar bu uğurda heba oluruz. Ne zaman ki kişi “sevilmeye değerim, karşı taraf bunu bana yaşatır veya yaşatmaz önce kendim bunu düşünüyor ve hissediyorum” diyebilirse (kişinin geçmiş yaşantısında reddedilmeyi veya sevilmemeyi, aldatılmayı yaşadığını düşünecek olursak bu kolay değildir) o zaman yaşadığı döngü tamamen değişecektir. Yani kendisi içsel bir değer/yeterlilik algısı oluşturabilirse bunu davranışlarına yansıtacak, iyi hissedecek ve ilişkilerinde zaman kaybetmeyecektir.

Kişinin bunu yapabilmesini zorlaştıran etkenler geçmiş yaşantılarıdır. Biz terapide bunları çalışırız. Ailesi tarafından yeterli destek sevgi göremediyse, arkadaşları tarafından dışlandı veya güçlü bağlar oluşturamadıysa bu ihtiyaç daha yoğun olacak, kişinin bunları yapması daha da zorlaşacaktır. Bu içsel dinginliği oluşturabilmek, bahsetmiş olduğum olumsuz yaşantılar ve deneyimler sonrası zor gözükebilir. Buna gücünüz olmayabilir, inancınız az olabilir.

Çevrenizi gerçekçi şekilde gözlemleyin. Sağlıklı bir ilişki mümkün. Sadece düşünce sistemimizi ve dolayısıyla olayları koşulları algılayış şeklimizi değiştirmemiz lazım. Çünkü problemi yaratan bakış açısıyla problemi çözemeyiz. Kişinin düşüncesi şöyle olursa bunu sağlayabilir; “Bundan sonra bakış açım değişecek, kendimi daha yeterli, değerli hissedeceksem ve hayatımın merkezine kendimi koyabileceksem buna değmez mi?”

Hepinize iyi günler dilerim.

Otizm Ve Asperger Sendromu

Otizm Ve Asperger Sendromu

Otizm, erken çocukluk çağında belirtileri görülmeye başlayan bir nörogelişimsel bozukluktur. Son yıllarda yapılan çalışmalarda bu bozukluğun hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığından söz edilmektedir. Otizmin en önemli belirtileri arasında iletişim becerilerinin yetersiz olması, insanlarla ilişki kurma ve etkileşime girme konusunda isteksizlik/yetersizlik ve tekrarlayan davranışlar bulunmaktadır. Devamını Oku

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

DEHB, kişinin “kolayca ulaşılamayacak bir hedefe varmak için kullandığı kendini düzenleme becerileri” olarak açıklayabileceğimiz “Yürütücü İşlevler”de erken yaşlardan itibaren sorun yaşamasına neden olan, dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğe neden olabilen, beynin farklı şekilde işlev göstermesinden kaynaklanan yapısal nörogelişimsel bir bozukluktur. Devamını Oku

Nörogelişimsel Bozukluklar

Nörogelişimsel Bozukluklar

Nörogelişimsel bozukluklar, sinir sisteminin gelişimini etkileyen, beynin farklı şekilde işlev göstermesine yol açan bir grup farklılık ve bozukluktur. Nörogelişimsel bozuklukları olan çocuklar, dil ve konuşma, motor beceri, hafıza, öğrenme, dürtü kontrolü, sosyal beceri işlevlerinde zorluklar yaşayabilir. Devamını Oku

Yetişkinlerin İçindeki Çocuklar: Çocuk Mod’ları

Yetişkinlerin İçindeki Çocuklar: Çocuk Mod’ları

Hepimiz zaman zaman “çocuk gibi davrandım”, “kendimi kaybettim ve nasıl oldu anlamadım”, “şu an hatırladığımda çok saçma geldi, nasıl yapmışım?” gibi cümleler kurmuşuzdur. Bu cümlelerin ortak bir özelliği var; duygular oldukça yoğun ve mantık ise oldukça geri planda. Yani çocuk mod’larımız! (yan’larımız) Devamını Oku

Çocukluk Çağı Mastürbasyonu

Çocukluk Çağı Mastürbasyonu

Mastürbasyon davranışı, çocukların gelişimi açısından son derece doğal ve sağlıklı bir süreçtir. Çocuklar, bedenlerini keşfetmeye başladıkları küçük yaşlardan itibaren zevk alacak şekilde kendi vücutlarına dokunmaya başlarlar. Bu davranış genellikle çocuklarda 3 ile 6 yaş arasında daha sık görülmektedir. Devamını Oku

Çocuklarda Tuvalet Eğitimi

Çocuklarda Tuvalet Eğitimi

Tuvalet eğitimi, çocukların büyüme ve gelişim süreçlerinde son derece önemli bir basamaktır. Bu süreç, çocuklar kadar ebeveynler için de oldukça kritik ve zaman zaman kaygılı olabilmektedir. Genellikle çocukların 24 ayını doldurduklarında tuvalet eğitimine ilgi gösterdikleri düşünülmektedir ancak, bazı çocuklarda bu süre daha erken ya da daha geç olabilmektedir. Devamını Oku

Psikoterapinin Yardımcı Unsuru 1

Psikoterapinin Yardımcı Unsuru: Psikolojik Testler

Bireyi yakından tanımak adına klinikte çokça başvurduğumuz yöntemlerden birisi olan psikolojik testler,  sadece belirli bir alanda değil oldukça geniş bir yelpazede bireyin değerlendirilmesine olanak sağlayan ölçüm araçlarıdır. Günümüzde farklı şekillerde tanımlanmasına rağmen asıl olarak psikolojik testler, bireyin herhangi bir niteliğini ölçmek için bütünü temsil edecek şekilde seçilmiş standart uyarıcı takımlardır. Devamını Oku

Çocukta Kaygı

Çocukta Kaygı

TDK’ya göre kaygı; üzüntü, endişe duyulan düşünceler ile ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik durumu olarak tanımlanmıştır. TDK tarafından geliştirilen Ruhbilim Terimleri Sözlüğü’nde ise kaygı; güçlü bir istek ya da dürtünün hedefine ulaşamayacak gibi görünmeye başladığı durumlarda beliren tedirgin edici duygu ve düşünceler olarak nitelendirilmiştir. Devamını Oku

Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Boşanma süreci çocuklarda farklı psikolojik etkiler gösterebilir. Bu etkilerin şiddeti çocuğun yaşına, çocuğun bu konuyla ilgili bilgilendirilme biçimine, aile içi iletişime, ebeveynlerin tutumuna, anne ve babanın ruhsal durumuna, çocukla geçirilen kaliteli vakte ve evlilik süresince yaşanan çatışmalara göre değişmektedir. Boşanma süreci çocuklar için travmatik bir deneyim olabilmektedir. Devamını Oku

Ruminasyonu Durdurun!

Ruminasyonu Durdurun!

Ruminasyon : Olumsuz içerikli zihinsel uğraştır. Psikiyatride ruminasyon zihinsel geviş getirme olarak bilinir yani: Zihindeki olumsuz içerikli düşüncenin değişime uğramadan tekrarlayıcı ve katı biçimde dönüp durmasıdır. ‘’Bu olaylar hep beni bulur, neden bunu bana yaptı, ben bunu hak edecek neyaptım,’’ olayın nedeni üzerinde fazlaca kafa yormak, olayın oluşunun defalarca akla gelmesi, olayın oluşuyla ilgili kendini suçlayıcı düşünceler ruminatif düşünce örnekleridir. Devamını Oku

Yasak Elma ve Bilişsel Evrim

Yasak Elma ve Bilişsel Evrim

Semavi dinlerin hepsinde ortak bir olaydan bahsedilir; Adem ile Havva’ nın cennetten kovulması… Buna göre Tanrı, Adem ile Havva’ ya ‘her istediğinizi yapabilirsiniz fakat sadece şu ağaca yaklaşmanızı yasaklıyorum’ der. Devamını Oku

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.