Anne baba tutumu, anne ve babanın psikolojik eğilimleri doğrultusunda gelişen, onların bilinç dışı gereksinimlerini yansıtan davranışlardır.Anne babanın çocuğun sorularını yanıtlayan, deneme ve yanılmasına olanak sağlayan tutumları çocuğun girişimciliğini destekler. Özellikle okul öncesi dönemde anne babayla özdeşim kurulduğu için, anne babanın tutumları sağlıklı ise çocuğun benimsediği tutum da sağlıklı olur. İlkokul çağına kadarki dönemde çocuk anne babasını kendisine çeşitli konularda bilgi verecek, ödüllendirip cezalandıracak tek otorite olarak görür. Çocuk anne babanın kendisine verdiği tepkiye görekendisini ve dünyayı algılamasını ve olaylar karşısında göstereceği tepkiyi belirler.
Anne babanın olumlu tutumları çocuğun kendine özgü bir benlik geliştirmesine izin verir. Çocuğun benlik saygısı yüksek, sorumluluk duygusu ve özdenetimi gelişmiş bir birey olmasını sağlar. Buna karşılık olumsuz tutumlar, benlik saygısı, girişkenlik düzeyi, bağımsızlık ve iç kontrolün düşük olması, yüksek düzeyde saldırganlık ve güvensizlik ile sonuçlanabilir. Çocukta sorumluluk duygusu gelişmeyip çocuk güç durumlarla baş edemeyen, bağımlı ve pasif bir birey olabilir.
Anne ve babanın çocuklarına karşı en yaygın tutum ve davranış biçimleri
Aşırı Koruma:
Anne babanın aşırı koruması çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen gösterilmesi anlamına gelir. Bunun sonucu çocuk, diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak hazır olmayan bir kişi olabilir.
Aşırı hoşgörü ve Düşkünlük:
Aşırı hoşgörü ve düşkünlük çocuğun sadece kendini düşünmesine, diğerlerinin dikkatini çekmek ve kendisine hizmet edilmesini istemesine neden olur. Böyle çocuklar ev içinde ve dışında çok zayıf bir sosyal uyum gösterirler.
Reddetme:
Bir anlamda çocuğun bedensel ve ruhsal gereksinimlerini karşılamayı aksatarak, ona düşmanca duygular beslemek şeklinde tanımlanabilir. Bu ortamdaki çocuk yardım duygusundan uzak, sinirli, duygusal zorluklar yaşayan, diğerlerine özellikle kendinden küçük ve zayıflara karşı düşmanca duygulara sahip bir birey olabilir.
Baskı Altında Bulundurma:
Anne ve babadan birisinin ya da her ikisinin baskısı altında kalan çocuk, nazik, dürüst ve dikkatli davranmasına karşın, çekingen, başkalarının etkisinde kolayca kalabilen, aşırı hassas bir kişilik yapısına sahip olabilir. Suçlayan, cezalandıran ve sürekli karışan anne babaların çocuklarının kolayca ağlayan çocuklar oldukları görülür. Baskı altında büyüyen çocuklarda genellikle isyankar tavır alışlarla birlikte, aşağılık duygusu da gelişebilir.
Çocuklara Boyun Eğme:
Çocuklarına boyun eğen ebeveynler evde onların egemenliğini kabullenen kişilerdir. Bu tür ailelerde, çocuklar anne ve babalarına hükmeder ve onlara çok az saygı gösterirler. Bu çocuklar yalnız anne ve babalarıyla yetinmeyip, zamanla ev dışındaki kimselere de egemen olmanın yollarını arayan, sınırlar konusunda zorlanan birer birey haline dönüşebilirler.
Hoşgörü Sahibi Olma:
Anne babanın çocuklarına karşı hoşgörü sahibi olmaları çocukların bazı kısıtlamalar dışında, arzularını diledikleri gerçekleştirmelerine izin vermeleri anlamına gelir. Eğer anne babanın hoşgörüsü normal bir düzeydeyse çocuğun kendine güvenen, yaratıcı, toplumsal bir birey olmasına yardım eder.
Kabul Etme:
Anne babanın kabulü çocuğu sevgi ve sevecenlikle ele alması biçiminde davranışa yansır. Kabul eden anne baba, çocuğun ilgilerini göz önünde bulundurarak, onun yeteneklerini geliştirecek ortam hazırlar. Kabul edilen çocuk genellikle sosyalleşmiş, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal açıdan dengeli ve mutlu bir bireydir.
Anne baba tutumlarının nasıl olacağını etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar:
- Anne ve babanın kişilik özellikleri: Anne ve babanın ruh sağlıkları, davranış biçimleri, kendilerinin yetiştirilme tarzları çocuğu etkiler.
- Anne ve babanın yaşı: Anne ve baba ergenlik çağında evlenmişlerse bebeğin bakımıyla ilgili sorun yaşayabilirler ya da evliliklerinin yürümemesi gibi nedenlerle çocuk sıkıntı yaşayabilir.
- Anne ve babanın genel evlilik uyumu: Çocuk uyumlu, karşılıklı saygı ve anlayışla giden bir evlilik içinde büyüyorsa anne ve babayı ortak otorite olarak görür, olumlu bir şekilde her ikisiyle eş biçimde ikili etkileşim kurar. Böyle sağlıklı ortamın oluşturulmaması sonucunda çocukta çeşitli psikiyatrik bozukluklar görülebilir.
- Aile içinde ölüm ya da ayrılıklar (boşanma dışında): Aile içinde bir ebeveynin kaybı hayatta kalan ebeveynin tutumlarını etkileyebilir.
- Planlanmış / planlanmamış çocuk olma: Planlanmamış çocuğu reddetme, istememe gibi tutumların çocuğun ruh sağlığı üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir.
- Çocuğun doğuştan getirdiği özellikler: Çocuğun cinsiyeti ve ailenin bu konudaki beklentisi, kardeş sırası gibi özellikler de anne baba tutumları üzerinde etkili olabilmektedir.
- Çocuğun anomali ya da hastalıkla doğuyor olması ya da sonradan kronik / ölümcül bir hastalığa yakalanması: Anne-babanın çocuğa karşı aşırı koruyucu, izin verici ya da reddedici tutumuna neden olabilir.
Yaşadığımız şartlarda otoritenizi kullanabileceğiniz ve olumlu davravranışlar gösteren, sağlıklı özgüven sahibi çocuklar yetiştirmek mümkün. Bunun için öncellikle ebeveyn olarak tutumunuzun nasıl olduğunu ve sizi etkileyen durumları fark etmeye çalışın. Etkili iletişim kurabilmek için çocuğunuza zaman ayırın. Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar vermek yerine çocuğunuzu dinleyin. Çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlı olun. Kendi içinizde ya da anne ve baba arasındaki tutarsızlık çocuğunuzu ‘doğruyu’ bulma konusunda zorlar. Çocuğunuzu başka çocuklarla karşılaştırmayın. Çocuk anne ve babası tarafından önemsenmek ve değerli bir insan olarak görülme ihtiyacındadır. Çocuğun olumlu değerler kazanmasına; ebeveynlerinin cezalandırıcı olmayan, dinlemeyi ve açıklamayı benimseyen tutumu olanak sağlar.
Ebeveynliğin tadını çıkararak, kararlı ve tutarlı davranarak çocuğunuz ile olumlu ilişki kurabilirsiniz. İhtiyacınız olan tutarlılık, sabır, zaman ve sürekliliktir.