Çocuklarınıza Sınır Koymak

Çocuklarınıza Sınır Koymak

Sınır Nedir?

Çoğu ebeveyn sınır denildiğinde çocuğa söz dinletmek, disipline etmek, otorite gibi tanımları aklına getirir. Fakat çocuk yetiştirmede sınır koymak bir bahçeye duvar çekmeye benzer. Çocuklar doğduklarından itibaren dünya nasıl bir yerdir diye bir fikir oluşturmaya çalışırlar.Ebeveynlerin sunduğu ortam ve verdikleri mesaj bu şemanın içeriğini, olumlu veya olumsuz oluşunu belirler.

Neden sınır gerekir?

Çocuklar kendilerine ait alanların neresi olduğunu, özgürlüklerinin başladığı ve bittiği yerleri bilirlerse, bu alan içinde özgürce gelişebilirler. Ancak biz bu duvarları net bir biçimde çekmezsek çocuklar bazen yaptıkları girişimlerde alkışlanır bazen de engellenirler ve bu onların kendilerini suçlu, yetersiz hissetmelerine yol açar. Bu hisler ilerleyen dönemde içe kapanma, aşırı utangaçlık veya öfke kontrolü problemi, engellenmeye karşı dirençle kendini gösterir.

Bunu nasıl yapacağım?

Sınırlar okunan kitaplarla ya da bir bilene sormakla belirlenemez. Çünkü her ailenin sistemi kendine özgüdür. Sınırlar belirlenirken çocuğun gelişimi, sağlığı, güvenliği ile anne babanın ortak beklentileri birlikte göz önünde bulundurulmalıdır.

Sınır koyarken:

  • Anne ve baba aynı fikirde olmalı,
  • Sınır iyi tanımlanmalı,
  • Sınır esnek ve değişken olmamalı (bu yaş ilerledikçe değişebilir),
  • Çocuğun sınırlara uyması takdir edilmeli,
  • Sınırların aşılması durumunda bir bedel (ceza değil) belirlenmeli,
  • Anne baba kararlı olmalı,
  • Çocukla gereksiz güç mücadelesine girilmemelidir.

Şimdi tüm bu bilgileri küçük Demir ve anne babasının ilişkilerinde uygulayalım.

Demir 2 yaşında ve anne babasının ilk çocuğudur. Bağımsız olarak hareket etmeye başladığı yaklaşık 18 aydan beri birçok davranışı deneme fırsatı bulmaktadır. Her denemesinde anne ve babasının gözlerine bakmakta onların vereceği tepkilere göre davranışlarını sürdürmekte veya bırakmaktadır. Tabii bu her zaman böyle olmamaktadır. Mutfağın içinde birçok araç gereç olan bazen güvenli bazen de güvenli olmayan dolapları Demir için çok çekicidir. Renkli, çeşit çeşit malzemeyi barındıran dolaplardaki malzemelerle birçok deney yapılabilir. Ancak bu deneyler bazen kırılabilecek bir kavanoz, ağıza götürülebilecek bir deterjan gibi tehlikeli olabilir. Bu sebeple annenin güvenlik gerekçesiyle bir sınır çizmesi gerekir. Demir bu eşyalarla oynamak için dolabı açtığında annesi dizlerinin üstüne çöker ve Demir’in göz hizasına gelerek “Bunlarla oynamaman gerekli, burası çok tehlikeli.” der. Demir tabii ki bunu bir defa söyleyen annesinin sözünü dinlemeyecek bir kaç defa şansını denemek isteyecektir. Her seferinde annesi aynı tepkiyi verirse (kendi ile tutarlı olma) Demir bunu kabul edecektir. Ama Demir mutfakta babası veya babaannesi ya da bakıcı teyzesi olduğunda da aynı oyunları oynamak isteyerek dolabı açmak isteyecektir. Eğer onlar kıyamaz ve kuralı-sınırı esnetirlerse Demir annesine bu kuralı esnetme konusunda ısrar edecektir.

Bu küçük adam biz ne kadar kuralı hatırlatsak da dolabın kapağını açıp içinden bir kavanoz alıp oynamaya kalkışabilir. Böyle bir durumda bağırmak, kötü sözler söylemek, tehdit etmek ya da kaba kuvvet  kullanmak (itelemek, sarsmak, vurmak gibi) yerine elinden kavanozu almak ve kuralı hatırlatmak yeterlidir. Demir henüz küçük olduğu için ağlayarak, bağırarak ya da elindeki oyuncakları yere atarak, evde şiddet varsa anneye bir tane vurarak ısrar edecektir. Demir’le o sırada iletişimde bulunan kişi ve diğer aile fertlerinin bu durumda sınırı korumaya özen göstermeleri gerekmektedir. Eğer Demir yaptığı bu protestolar sonucunda istediğine ulaşırsa bu yolu her zaman deneyecektir. Ancak tüm aile fertleri bu kuralın-sınırın gerekliliğinde hem fikir olur ve Demir’e karşı aynı fikirde olduklarını gösterirlerse Demir uzun ısrarlara gerek kalmadan bu sınırı kabul edecektir. Ama iş burada bitmez. Demir kurallara uyarak mutfakta annesinin yanında kendisine uygun materyallerle oynarken de annesi ona “Ne kadar güzel, kurallara uyarak oynuyorsun. Aferin benim oğluma.” gibi sözel pekiştiriciler kullanmalıdır.

Şimdi ailelerin en çok sorun yaşadıkları ödev konusuna bu sınır meselesini uygularsak nasıl olur?

Yıllar yılları kovaladı ve Demir ilkokula giden kocaman bir çocuk oldu. Her anne baba gibi onun anne babasının da ödevlerle başı dertte.

Demir ödev yapmayı reddediyor. Öncelikle sınırımızı iyi tanımlayalım. Demir okul sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bu sorumluluklar yerine geliyorsa diğer kendi seçtiği aktiviteleri de yapmalıdır. Eğer Demir her gün okuldan geldikten sonraki süreci kendine göre planlıyor (çok net bir plan -program olmak zorunda değil) ve sorumlularını yerine getiriyorsa zaten sınırlara uyum sağlamış demektir. Önce ders sonra eğlence ya da tam tersi ebeveynlerin karar vermesi gereken bir konu değildir. Ancak Demir sorumluklarını yerine getirmiyorsa orada ebeveyn “Ödevlerini yaptıktan sonra diğer istediğin aktiviteye geçebilirsin. Aksi takdirde diğer aktivitelere geçmene izin veremeyeceğim.” biçiminde bir açıklama yapmalıdır. Demir’in küçükken yaptığı gibi ısrar etmesi halinde anne ve babası kontrolü kaybetmeyerek kararlı davranmalıdırlar.

Demir büyüdü ve arkadaşında kalmak istiyor. Ergenlik dönemi ile birlikte sık karşılaşılan ve çatışmalara yol açan isteklerden biridir arkadaşının evinde kalmak. Ailenin bu durumda hassasiyetlerine göre sınırları çizmesi uygun olacaktır. Körü körüne verilen hayır cevapları aile içindeki iletişimi olumsuz etkileyecektir. Eğer hayır cevabı verilecekse mantıklı ve geçerli bir sebep sunulmalı, evet cevabı için de sınırlar belirlenmelidir. Aile Demir’in arkadaşı ile veya arkadaşının ailesi ile tanışmak isteyebilir, ya da adres-telefon bilgilerini edinmek, dışarı çıkmamalarını istemek gibi şartlar koşabilir.

Aileler net sınırları çizdiklerinde ve bu sınırlar içinde tutarlılıklarını sürdürdüklerinde keyifli bir aile hayatı tesis edebilir, özgüven sahibi çocuklar yetiştirebilirler.

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.