En sevdiklerim ya da en yakınlarım dediğimiz kişiler şiddetle birlikte en çok uzaklaşmak istediğimiz kişilere dönüşebilir. Çünkü şiddetin her türlüsünün içinde sağlıklı bir sevgi bağının olmadığını iliklerimize kadar hissederiz. En çok da bedenimize atılan tokatları, yumrukları, saldırıları fark ederiz ve onları kapatmamız için uğraşır dururuz. Morluklar, yaralar, kızarıklar, izler aman görünmesin hemen geçsin diye sürülmedik krem, kapatıcı kalmaz. Devamı
Çoğu yetişkin, çocuklarının/öğrencilerinin “olgun olması” konusunda beklentilere sahiplerdir. Hatta, yaygın olarak birden fazla çocuğa sahip olan anne/babalar çocukları üzerinden tanımlama yaparken bile birinin ötekinden “daha olgun” olduğu konusunda kıyaslamaya giderler. Yetişkinlerden, çocuklarının sahip olmasını istedikleri “olgunluk” kavramını detaylandırmaları istendiğinde “sakindir, saygılıdır, sözümden çıkmaz, her sorumluluğunu yerine getirir, başarılıdır, öğretmenleri çok sever, hiç zorluk çıkarmaz vb.” gibi tanımlamaların sıklıkla kullanıldığını görürüz. Devamı
Şizofreninin “beyin hastalığı” olarak ele alınması; kimileri tarafından hastaların psikiyatrist gözetimi ve ilaç tedavisi ile sınırlandırılmasının temel çıkış noktası olarak görülmektedir. Oysa insan hayatta kalmanın ötesinde “varolma” ve varoluşuna tanık arama ihtiyacında bir canlıdır. Nitekim insan türünü diğer canlılardan ayıran temel fark da bu niyetli ve muhakeme içeren üst düzey bilişsel aktivitelerdir. Devamı
Şizofreniyi, en temelde kişinin gerçeklik algısında görülen bozulmalarla seyreden; beyinde dopamin adlı nörotransmitterin artışı ile karakterize kronik bir hastalık olarak tanımlayabiliriz. İleri beyin görüntüleme teknikleri ile incelendiğinde şizofreniye sahip bireylerin frontal korteksin (kısaca ön beyin) aktif rol aldığı işlevlerinde (karar verme, muhakeme, ketleme vb. beceriler) bozulmalar olduğu görülmüştür.
1980’lerden itibaren teknoloji ve internet kullanımının tüm dünyada yaygınlaşması bazı hayat pratiklerinin de değişmesine ve dönüşmesine neden oldu. Birçok hizmete internet üzerinden erişilmesi hem sadece yaşadığımız yerdeki imkanlarla sınırlı kalmamamızı hem de zaman kaybetmememizi sağladı. 2020 yılının başından itibaren tüm dünyada yaşanan pandemi dolayısıyla da internet üzerinden kullanılabilen her hizmet hayati bir önem taşımaya başladı. Devamı
Çocukları derinden sarsan, kısa ve uzun vadedeki etkilerinin çok önemli sayıldığı, saptanması diğer istismar türlerine göre çok daha zor olan “çocuk cinsel istismarı”, dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanmaya devam ediyor. İnsanlar için bu konuda konuşmak zor olsa da, yetişkinler olarak bilgilenmenin ve çocukları da doğru şekilde bilgilendirmenin hayati önem taşıdığı bir gerçek. Çünkü, çocukları cinsel istismardan koruyabilmenin yolu, bu konu hakkında bilinçlenmekten geçiyor.
Psikoterapi nedir? dendiğinde birçok kişinin aklında bir divana uzanıp, çocukluğunuzu anlattığınız ya da terapistin size akıl verdiği bir resim canlanmaktadır. Peki gerçekte psikoterapi nedir, ne değildir? Psikoterapi, gerekli eğitimleri almış bir uzman eşliğinde duygularınızı, düşüncelerinizi, kendiniz ve diğerleriyle ilgili inançlarınızı, kişisel yaşantılarınızı güvenli bir biçimde keşfetme sürecidir. Bir profesyonel ile yapılan konuşma tedavisidir.
Stres yaşamın bir gerçeğidir ve stressiz bir hayat mümkün değildir. Stresin nedenleri kadar her birimizin stresli durumlarda ne yaptığı önemlidir. Devamı
Hayatımız keşif üzerine kuruludur, doğduğumuz andan itibaren başlar bu keşif, önce kendi bedenimizi sonra etrafımızdaki nesneleri, anne babamızı ve onların yüz hatlarını keşfederiz. Bebekler küçük bilim insanları, farkında olmadan yaşadığı deneyimler arasında çok hızlı bağ kurmaya başlarlar. Bu nedenle, duyuları yetişkinlerden daha net algılar ve yetişkinler olarak farkında olmasak da pek çok negatif içerikli olayı sezerler. Özellikle kaygıyı mıknatıs gibi çekebilirler. Devamı
Hayat normal akışında seyrederken, bir anda her şey değişti ve hepimiz kendimizi belirsizlikle, her gün verdiği zararları takip ettiğimiz bir virüsün takipçisi olarak bulduk.
Başlarda ikna olmak istemedik. Çoğumuz, “Bana bir şey olmaz”, “Normal bir gripten farkı yoktur”, “Çok abartılıyor” gibi savunmalarla direnç gösterdik. Tehlike olmadığını düşündüğümüz için de kendimizi korumak için, çok da büyük çabalar sarf etmedik. Peki bütün bu süreç işlerken, içerde neler oluyor biliyor musunuz?
Covid-19 ile mücadele içerisinde olduğumuz bugünlerde bütün toplumların deneyimlediği bir durum var; “karantina altında olmak” ve karantinada olmanın sonucu olarak “fiziksel izolasyon”. Yapılan araştırmalara göre karantinanın psikolojimiz üzerinde negatif etkileri var. Yoğun kaygı, kızgınlık, öfke gibi duygular veya beklenmedik, gerçek dışı düşünceler bunlara örnek olabilir. Öncelikli olarak bu gibi olağan dışı durumlarda bu tepkilerin normal olduğunu hatırlamakta fayda var. Sonrasında ise dengeli bir halde bu süreci yürütebilmek adına stres faktörlerini ve destekleyici kaynaklarımızı tanımamız yardımcı olacaktır.
Zor zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde evde kaliteli vakit geçirmek için bazen kendimizle savaş verebiliyoruz. Bu noktada teknoloji büyük bir kurtarıcımız oldu. Biz de sizlerin evde kaliteli vakit geçirmesine katkıda bulunmak için kitaptan, diziye, online müze gezilerinden faydalı video içeriklerine, online eğitimlere kadar birçok içerik hazırladık.
“Ya virüs bana bulaştıysa” “Ya ben taşılıysam ve birine bulaştırtırdıysam.” “Dışarıya çıkarsam kesin beni bulur.” “Çocuğumu koruyamayacağım.” “Ellerimi az mı yıkadım?” “Galiba 20 saniye yıkamadım tekrar yıkayım.” … aklımıza yüzlerce soru geliyor. Hemen peşinden de hatırı sayılır bir kaygı! Ve ardından da kaygının hediyeleri; uykusuzluk, mide-baş ağrıları, nefes almada güçlük, çarpıntı…
Kötü haber nedir? Haberi alanı nasıl etkiler? Haberi vereni nasıl etkiler?
1995 Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi 7. Madde; bilgilendirme hakkından söz eder.
1998 Türk Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi Hasta Hakları Yönetmeliği Madde 3/15 te; bu haktan söz eder.
Kötü haber bireyin bakış açısını olumsuz etkiler,geleceğe bakış açısını değiştirir.Bireyin ruhsal ve fiziksel iyilik haline tehdit oluşturur, yerleşik yaşam biçimini tehdit eder.
“Demans”, bir kişinin akıl yürütme, muhakeme ve hafıza alanlarında yaşadıkları zorlukları kapsayan genel bir terimdir.
Demans normal yaşlanmanın bir parçası değildir. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere, bir insanın hayatının çeşitli alanlarını etkileyebilecek bir hastalıktır:
Panik atak; yoğun korku ya da huzursuzluk hissinin eşlik ettiği çeşitli bedensel belirtilerle birlikte aniden ortaya çıkan ve kaygı bozukluğu içerisinde sınıflandırılan bir durumdur. Bedensel belirtilerin şiddeti birkaç dakika içinde en üst seviyeye ulaşmakta ve 10-20 dakika boyunca devam edebilmektedir. Panik atak yalnızca kaygı bozukluğunda değil; depresyon, sosyal fobi, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), madde kullanımına ilişkin mental bozukluklarda ya da kalp, solunum yollarına ilişkin bazı rahatsızlıklarda da gözlenebilir. Panik atak sırasında insanlar şiddetli biçimde “ölme, delirme, kontrolü yitirme” korkusu yaşarlar. Devamı
Birkaç yıl önce Dünya Sağlık Örgütü, 2 yıl içinde depreyonun tüm hastalıklar arasında insanoğluna maliyeti en yüksek hastalık olacağını açıkladı. Şimdi o zamandayız. Bu açıklamanın yapıldığı sırada birinci sırada kalp damar hastalıkları vardı.
Irkçılık, on sekizinci yüzyılın sonlarında özellikle siyasal alanda ortaya çıkan ve kapitalist ideolojinin yanı sıra modernizmle derin bağları olan siyasal bir ideolojidir. Devamı
Bitkisel ürünler, gıda takviyesi kapsamındadır ve Tarım Bakanlığından onay alınarak piyasaya verilirler. Ancak pratikte Sağlık Bakanlığı denetimine tabi olmayan bu ürünler “ ilaçlar kimyasaldır, zararlıdır, bunlar ise doğaldır” propagandalarının etkisiyle ilaç yerine geçebilen ürünler olarak algılanmaktadır.. Devamı
Jung’ un, kolektif bilinçdışı kavramını da içeren, kurucusu olduğu analitik psikoloji kuramına göre bilinçli ve bilinçsiz psişik süreçlerin bütününe ‘psişe’ adı verilir. Bu kurama göre, kendimiz ve çevremiz hakkında bildiğimiz her şeyi psişe aracılığıyla algılarız. Jung’a göre, bireysel bilinçli olma hali ölümle sonlansa da psişik süreçler, ölümle kesintiye uğramak zorunda değildir, psişenin zaman ve mekan tarafından kısıtlanabilmesi mümkün değildir, çünkü bilinç dışındaki her şey, zaman ve mekandan bağımsız bir şekilde kendini göstermektedir (Jaocbi 2002). Devamı