Ebeveyn Tutumlarının Bugünkü Yetişkinliğimize Etkileri
Yetişkin psikoloğu olarak karşılaştığım vakalardan hareketle söyleyebilirim ki; Çocukluğumuzdaki ebeveyn tutumlarının yetişkinlikte nelere mal olabileceği çok sorulan, önemsizleştirilen, fark edilse önemli değişimlere yol açabilecek bir konu.
Örneklerle anlatayım:
Eğer ebeveynler çocukların beden duyumları ve seçimleri konusunda aşırı kontrolcülerse; Çocuk o öğünde aç değil ve yemek istemiyor diyelim. Sağlıklı olmasına rağmen ailenin kaygısından dolayı çocuğun beden duyumlarına güvenilmeyip yemeye zorlanılıyorsa yeme bozukluklarına neden olabiliyor. İleride eşi veya bir başkası neyi giyip giymeyeceğine karıştığında kendi alanına devamlı girilmiş ve seçenek sunulmamış olan çocuğa yetişkinliğinde bunlar tamamen normal geliyor ve psikolojik şiddete kolayca maruz kalıp bunun farkına bile varmayabiliyor.
İlla büyük patolojilere neden olmasına gerek yok hayır diyememenin bir sebebi de zamanında çocuğa hiç hayır deme fırsatı sunulmaması. Böylece diğer insanların olumsuz tutumlarına karşı boyun eğici davranabiliyor ve kabul edilebilmek için insanları memnun etmeye çalışırken kendini hatta bedenini kullandırabiliyor.
Anne babası devamlı tartışıyor, kavga ediyor, evde huzur kalmamasına rağmen çocuklar dayanamaz diye ayrılmıyorlarsa; Romantik ilişkilerde mutsuz bile olsak şiddet bile görsek bunu değiştiremeyiz mesajını almalarına ve dolayısıyla ‘’çaresizim’’ inancına neden olabiliyor. Böylelikle yetişkinlikte çocuklar yanlış tercih yapsalar da bunu devam ettirmeye çalışıyorlar. Hatta bunu akla yatkın hale getirmek için kendilerine inandırıcı birçok neden sunuyorlar. “Ayrılırsam yeni birini bulamam, bu ilişkiye çok emek verdim, yeni gelen kişi bu kişiden daha kötü çıkabilir ve gelen gideni aratır, ayrılığa tahammül edemem” gibi kendini sabote edici pek çok olumsuz düşünceye hapsolabiliyorlar. Kendi problem çözme yollarını zayıf, olayı büyük görüyor veya önlerinde seçecekleri olumlu kararın dezavantajlı yanlarını olduğundan büyük görüp baş edemeyeceklerini düşünüyorlar.
Aşırı mükemmeliyetçi ailesi olan bir çocuk için eğer kendisinden çok derslerinde birinci olmasına önem veriliyorsa koşulsuz kabul dediğimiz ‘’sevilebilmesi için bir koşulu yerine getirmesinin gerekmesi ‘’ durumu, o kadar kötü ve büyük yaralayan bir durum ki… Düşünsenize ailenizden almaya ihtiyaç duyduğunuz en temel şey olan sevginin size sadece bir koşulla veriliyor olması.. Yalnızca başarılı olursanız sevilirsiniz(!). O zaman çocuğun benlik saygısı düşer, “sevilmiyorum’’ inancına neden olabilir. Kabul edilmek için gereksiz fedakarlık sergiler, sevileceğine inanmadığı için onu kabul eden ilk kişiye aşırı bağlanabilir veya sevilebilmek için büyük fedakarlıklarda bulunur.
Kötü haber: Pek çok insan hayatlarında şimdiye kadar yaşamış olduğu aile yaşantısının kendisinde bıraktığı ön temel ile yaşama atılır. İyi haber ise bunları önce ‘’fark ederek’’ sonra değişim isteyip adım adım yeni bir ‘’ben’’ yaratabilecek olmasıdır.
Uzman Bilgisi
Psk. Pelin KAYMAN
Klinik Psikolog
- Üniversite : Ufuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü (2017)
- Uzmanlık : Esenyurt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji(2020)
Yazıları
Çok Seviyorum! Bir O Kadar Da Nefret Ediyorum! “Ambivalans”
“Zaten sevilmeye değer değilim, değer verdiğim hiç kimse bana istediğim/beklediğim kadar değer vermedi. Asla tam sevildiğimi ait olduğum yerde olduğumu hissedemedim. Ne zaman ilişkimde değer versem karşı taraf hep suistimal etti. Sevdim, pes etmeden sevdim.
Ebeveyn Tutumlarının Bugünkü Yetişkinliğimize Etkileri
Yetişkin psikoloğu olarak karşılaştığım vakalardan hareketle söyleyebilirim ki; Çocukluğumuzdaki ebeveyn tutumlarının yetişkinlikte nelere mal olabileceği çok sorulan, önemsizleştirilen, fark edilse önemli değişimlere yol açabilecek bir konu. Örneklerle anlatayım: Eğer ebeveynler çocukların beden duyumları ve seçimleri konusunda aşırı kontrolcülerse; Çocuk o öğünde aç değil ve yemek istemiyor diyelim. Sağlıklı olmasına rağmen ailenin kaygısından dolayı çocuğun beden …
Ruminasyonu Durdurun!
Ruminasyon : Olumsuz içerikli zihinsel uğraştır. Psikiyatride ruminasyon zihinsel geviş getirme olarak bilinir yani: Zihindeki olumsuz içerikli düşüncenin değişime uğramadan tekrarlayıcı ve katı biçimde dönüp durmasıdır. ‘’Bu olaylar hep beni bulur, neden bunu bana yaptı, ben bunu hak edecek neyaptım,’’ olayın nedeni üzerinde fazlaca kafa yormak, olayın oluşunun defalarca akla gelmesi, olayın oluşuyla ilgili kendini suçlayıcı düşünceler …
Neden Travmadan Sonra Hayat, Öncesi Ve Sonrası Olarak İkiye Ayrılır?
Travmaya maruz kalmış kişiler o ana kadar çözüm üretme kapasitelerini zorlayan, daha önce hiç karşılaşmadıkları biçimde zorlandıkları, benliklerini sarsan bir durumla karşı karşıya kalmışlardır. Bu yüzden onlar için hayat, travma öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılır.
Güncel Psikoloji Yayınlarımız
Ekran Bağımlılığı
Her geçen gün daha fazla ebeveyn, çocuklarının tablet, telefon veya bilgisayar kullanımından dolayı endişelerini …
Oyun Bağımlılığı Nedir?
Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bireylerde teknolojiye ilişkin bağımlılık …
Narsisizme Farklı Bir Bakış
Narkissos yüzyıllar sonra kendisinden bu kadar bahsedildiğini bilse çok mutlu olurdu. Bilmeyenler için özetleyecek …
Psikoloji Nedir?
Psikoloji kelimesi diğer adıyla ruh bilimi, Yunancada ‘psykhe’ ile ‘logos’ kelimelerinin bir araya getirilmesiyle …
Trikotillomani Nedir?
Trikotillomani halk dilinde saç koparma hastalığı olarak bilinmektedir ve tanı kitaplarında obsesif kompulsif bozuklukları …
Psikoz Nedir?
Psikoz kelimesi Yunanca psyche(ruh, zihin) ve osis(anormal veya hastalıklı) kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiş bir …
Şizotipal Kişilik Bozukluğu
Şizotipal kişilik bozukluğu tipik, karakteristik bir bozukluk mudur yoksa arada kalmış bir ifade midir?
Evlilikte Sağlıklı Tartışma
Evlilikte Sorun Çözme Yolları – Sağlıklı Tartışma Nasıl Olmalıdır? Evlilik iki farklı bireyin kişilik özelliklerinin, …
Duygusal İhmal’in Duygusu: Boşluk
Çocukluk döneminde bireylerin maruz kaldığı travmalar, kişilerin yaşamında derin izler bırakabilmektedir. Yaşanan …