Çocuklarda Konuşma Bozuklukları

Dil ve konuşma bozukluğunda sorun alanına göre farklı içerikler yer bulunmaktadır: Sözel anlatım bozukluğu, konuşma ve ses bozukluğu, kekeleme ve sosyal iletişim bozukluğu gibi alt başlıklar temel zorluk alanları arasında yer almaktadır.

Sözel Anlatım Bozukluğu

Kullanılan sözcük sayısının çok sınırlı olması, dilbilgisi ile uyumlu şekilde ifade etme güçlüğü (gelecek zaman yerine geçmiş zaman kipi kullanma gibi), sözcükleri anımsamakta zorluk, yaşla uyumlu olarak beklenen uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kuramama gibi belirtiler gözlenir. Bazı durumlarda ise çeşitli sözcük, cümle ya da özgül terimleri anlama güçlüğü eşlik edebilir. Bu durum, temel iletişim becerilerini aksatırken; okul başarısını ve gelecekte mesleki yaşantıyı olumsuz yönde etkilemektedir.

Konuşma ve Ses Bozukluğu

Gelişimsel olarak yaşla uyumlu şekilde çıkartması gereken konuşma seslerini çıkartamama, yanlış sesler çıkartma, bir sesin yerine başka bir ses söyleme (“k” sesi kullanacaksa “t” sesinin kullanması gibi) veya sonraki sessiz harfin söylenmesi gibi atlamalar yapma ve artikülasyon sorunlarını içeren durumdur. Gündelik iletişimi sürdürme, akademik ve sosyal alanda çeşitli zorlukları beraberinde getirir.

Kekeleme

Konuşmanın olağan akıcılığı ve zamanlama örüntüsünde sorun yaşanır. Ses ve hece yinelemeleri, sesleri uzatma, ünlemlemeler, sözcüklerin parçalanması (bir sözcük içinde ara vermeler), duyulabilir ya da sessiz bloklar (konuşma sırasında doldurulan ya da doldurulamayan ara vermeler), dolambaçlı yoldan konuşma (söylenmesi zor sözcüklerden kaçınmak için bu sözcüklerin yerine başka sözcükleri kullanma), sözcükleri aşırı bir fiziksel gerginlikle söyleme, tek heceli sözcük yinelemeleri şeklinde görülür. Okul başarı ile birlikte sosyal ilişkiler ve mesleki alan olumsuz yönde etkilenir. Anne baba ve öğretmenlerin bu gibi durumlarda, çocuğa konuşması için fırsat vermesi, konuşurken bölmemesi ya da onun yerine kelimeyi söylememesi, gerekli durumlarda mutlaka konuşma ve dil alanında uzmanlaşmış bir profesyonelden destek alması önerilmektedir.

Sosyal İletişim Bozukluğu

Sosyal ilişki içinde temel iletişimi sağlama konusunda (selamlaşma, bilgi paylaşımı gibi) zorluk çekmeyi ifade eder. Gerektiği durumda konuşma içeriği değiştirmekte, dinleyicinin ihtiyacına göre kendini uyarlamakta güçlük çeker. Konuşma içerisinde gerekli kuralları izlemekte, yanlış anlaşılmaları düzeltmekte, konuşma içinde örtük olarak sunulan içeriği (ima) anlamakta zorluk yaşanır. Sosyal ilişki, akademik başarı ve gündelik hayatı olumsuz yönde etkilemektedir.

Çocuklarda Konuşma Bozukluğu

Bıcır bıcır konuşan çocuklarınızın neşesiyle neşelenmek belki de en büyük mutluluğunuz olabilir. Bazen bu süreç beklediğinizden geç olabilir. Bazı çocuklarda geciken konuşma süreci, konuşma bozukluğu olarak kabul edilir. Her çocuğun gelişim sürecinin farklı seyrettiğini de unutmamalısınız.

Birkaç aylık farklar, bir problem olarak kabul edilmez. Kimi çocuk ikinci ayında anlamlı sesler çıkarmaya başlayabilirken kimisi bunu üçüncü ya da dördüncü ayında yapabilir. İlk altı ayını doldurmuş çocuğunuzun hiçbir ses çıkarmadığını ya da yaşıtları kadar ses çıkaramadığını fark ediyorsanız bir uzman görüşü alabilirisiniz. Konuşma bozukluğuna yol açan faktörlerin erkenden tespit edilmesi, çocuklarınızın konuşmada yaşadığı zorlukları daha çabuk aşmasına yardım eder. 

Konuşma bozukluğunun birçok farklı nedeni olabilir. Çocuklarda konuşma bozukluğu, bazen gelişim geriliği yüzünden bazen psikolojik nedenle ortaya çıkabilir. Konuşma bozuklukları motor becerilerde yani nörogelişimsel gerilik nedeniyle de oluşabilir. 

Konuşmayı sağlayan sinirler ve kaslar yeterince gelişmediğinde konuşma bozukluğu meydana gelebilir. Bunlar artikülasyon bozukluğu, kekemelik, ses bozuklukları, dil bozuklukları gibi farklı şekillerde meydana gelir.  Konuşma bozukluğunun kaynağını tespit etmek için çocuğunuzu nörolojik muayeneye götürmelisiniz. Çocuğunuzun konuşma bozukluğunun nörolojik mi yoksa psikolojik  mi olduğunu öğrenerek doğru desteği almasını sağlayabilirsiniz.

Kas, sinir dokusu ve konuşma organları açısından olumsuz bir durum yoksa sebep büyük ihtimalle psikolojiktir. Bu durumda geç kalmadan alanının uzmanı çocuk psikiyatristlerinden ve psikologlarından gerekli desteği almalısınız. Bir uzmandan destek alarak çocuğunuzun konuşma geriliğinin ve bozukluğunun zamanla düzeldiğini fark edebilirsiniz. 

Çocuklarda Görülen Konuşma Bozuklukları Nelerdir?

Çocuklarda görülen konuşma bozuklukları birden çok çeşide ayrılır. Bunlar: gelişimsel gecikme, artikülasyon bozukluğu, fonolojik bozukluk, apraksi, kekemelik, sosyal iletişim bozukluğu, duyusal işitsel işleme bozukluğudur.

  1. Gelişimsel Gecikme: Çocuklarda bazen doğuştan bazen de sonradan oluşan işitme engeli, gelişimsel gecikmeye sebep olabilir. Bunun yanında dudak ve dil yapısının olması gerektiği şekilde gelişmemesi, çocukta kas ya da sinir dokusu rahatsızlıklarından birinin bulunması gibi nedenlerle konuşma bozukluğu meydana gelebilir.
  2. Artikülasyon Bozukluğu: Artikülasyon bozukluğu, sesletim adı verilen, ağızdan çıkan kelimelerin doğru şekilde seslendirilmesidir. Doğru seslerin ağızdan çıkmasını; pelteklik, ağız yapısında bozukluk, dudaklarda yarık gibi yapısal bozukluklar engelleyebilir. 
  3. Fonolojik Bozukluk: Çocuk, bu konuşma bozukluğu türünde sesleri yeterli oranda çıkaramaz. Gelişimsel gerilik nedeniyle ortaya çıkan bu durum, çocuğun heceleri birleştirme ve arkadaşları gibi konuşma yeteneğinden mahrum olmasına yol açar. 
  4. Apraksi: Bir çeşit psikomotor yani nörolojik bozukluktur. Beynin kas ve sinir dokularıyla tam koordine olamadığı nörolojik rahatsızlıktır. Beyin komutları kaslara sıralı bir şekilde iletemez.   Çocuk sesleri doğru şekilde çıkaramaz, kelimeleri ve cümleleri doğru şekilde söyleyemez.
  5. Kekemelik: Konuşurken akıcı olamama durumu, bir hecenin birden fazla kez söylenmesidir. Kekemelik, psikolojik bir rahatsızlık olabileceği gibi gelişim bozukluğundan kaynaklı da meydana gelebilir. 
  6. Sosyal İletişim Bozukluğu: Kişinin anlamlı cümle kurma, hikâye anlatma gibi durumlarda zorlanmasına sosyal iletişim bozukluğu denir. Sosyal iletişim bozukluğu olan kişiler, bir yetişkinle, resmi bir toplantıda ya da bir çocukla nasıl konuşması gerektiğini ayırt edemez.
  7. Duyusal İşitsel İşleme Bozukluğu: Çocuğun verilen mesajları tam olarak anlayamaması ve buna karşılık nasıl tepki vereceğini bilmemesi durumudur. Bu iletişimsel ve dilsel bozukluğun sebepleri arasında hiperaktivite, dikkat eksikliği, disleksi, otizm gibi rahatsızlıklar yer alabilir. Duyusal işitsel işleme bozukluğu olan kişiler sadece konuşma sürecinde değil, günlük işlerini yerine getirmede de zorluk yaşarlar. Temel motor becerileri yerine getiremezler. Üstünü giyinmek, işleri sıralı yapmak, merdivenden yukarı çıkmak gibi herkes için basit görünen şeyleri yapamazlar. 

Çocuklarda Dil Gelişimi ve Konuşma Bozukluğunun Belirtileri

Çocuğunuz konuşma bozukluğu yaşıyorsa bu durumu işaret eden belli davranışsal bozuklukları gözlemleyebilirsiniz. Konuşma bozukluğu belirtileri arasında: 

  • Çıkarılan seslerin anlamlı bütünler içermemesi,
  • Artikülasyon bozukluğu,
  • Sesin şiddetini doğru ayarlayamama,
  • Olması gerekenden daha kısık sesle konuşma,
  • Konuşurken doğru vurgunun yapılamaması, 
  • Anlatım bozukluğu ve yeterli kelime dağarcığının bulunmaması,
  • Konuşmanın akıcı olmaması gibi çeşitli durumlar yer alır.

Konuşmada zorluk yaşamak, konuşmanın yeterince anlaşılmaması konuşma bozukluğunun bariz göstergeleri arasındadır. Anlaşılabilirlik, burada en önemli husustur. Artikülasyon sağlayabilmeniz için seslerin ses tellerinden yukarı iletilirken dil, diş ve dudaklarda doğru şekilde işlenip ağızdan çıkması gerekir. Sesin tonu, dişin ve dilin kullanımı konuşmanızın kalitesini büyük oranda etkiler. 

Doğru ses ve sesletim olmadığında kendinizi etkili şekilde ifade edemeyebilirsiniz. Sesinizin yeterince net çıkmaması, vurgularınızın doğru olmaması, sizi dinleyen kişilerin kendinizden emin olmadığınızı düşünmesine yol açabilir. Olması gerekenden daha yüksek sesle konuşuyorsanız bu durumda karşı tarafa sinirli olduğunuz izlenimi verebilirsiniz. Doğru ses oluşumu için ses telleri, dil, diş ve dudak yapısının sağlıklı şekilde gelişmesi gerektiğini unutmamalısınız. Konuşma bozukluğu her zaman kişinin sesini iyi kullanmamasından kaynaklanmaz. Konuşma organlarının doğru şekilde gelişmemesi, konuşma bozukluğunun meydana gelmesine yol açabilir. Konuşma organları kişinin doğumundan itibaren gelişim gösterir. 

Dil gelişimi, bebeklik çağından itibaren başlayan ve çocukluk döneminde de devam eden bir süreçtir. Bebekler 3 ayından itibaren çeşitli sesler çıkarmaya başlayabilir. 2-3 yaşına geldiğinde yaşıtları gibi cümle kurmada zorluk çekmesi,  konuşma bozukluğu bulunduğuna işaret edebilir. 

Konuşma bozukluğunun diğer nedenleri, yeterince kitap okumamak, konuşma organlarını doğru şekilde kullanmamaktır. Akıcı olmamak, konuşmanızın olması gerektiği gibi gerçekleşmemesine, sizi dinleyen kişilerin sıkılmaya başlamasına neden olur. Konuşurken anlatım bozukluğu yapmamak, aynı şeyleri tekrarlamamak, akıcılığı sağlamanıza yardım eder.

Çocuklarda Konuşma Bozukluğu Tespiti

Çocuklarda konuşma bozukluğunun erken evrede tespit edilmesi müdahale ve sonrasındaki kazanımlar açısından oldukça önemlidir. Erken evrede çocukların “normal” gelişim içerisinde dil ve konuşma ile ilgili sergilemesi gereken çeşitli davranışlar vardır. Doğumdan sonraki erken evrede bebeğin gülümsemesi, etrafındaki sosyal uyaranlara sınırlı da olsa tepki vermesi beklenir. İlk 6 aylık periyotta bebekler “babıldama” adı verilen sesler (sesli ve sessiz harflerden oluşan kısa heceler: “ba” “da” de” “ma” gibi) çıkarır. Altı aydan sonra anadildeki konuşma tonlamasına yakın şekilde arka arkaya hece sesleri çıkarır. 1 yaş civarı tek tek sözcükleri kullanmaya başlar, hemen ardından iki sözcüğün bir araya geldiği ancak gramatik olarak uyumlu olmayan küçük cümleler kurulur (“anne-mama” gibi). 2 yaşla birlikte gramer yapıya uygun cümleler görülür (“anne mama ver” gibi).

18 ay civarı en az 20 sözcük (anne-baba; al-ver ; mama, bebek; bay-bay; sıcak gibi) olmak üzere; 2 yaşla birlikte kelime haznesinin en az 100-150 sözcük civarında olması beklenmektedir.

Bahsedilen normal gelişim evrelerinden birinde aksaklık ya da gecikme olduğunda dil gelişimi etkilenmektedir. Bebekte, 6 aylık olmasına rağmen hiç babıldama görülmüyorsa, isteklerini “yalnızca” işaret ederek gösteriyorsa, 2 yaş civarında olmasına rağmen çevredeki insanların söylediklerini anlayamıyorsa ya da konuştuğunda anlaşılmayan sesler çıkarıyorsa, yaşla uyumlu şekilde beklenen kelime haznesi yeterli değilse, 3 yaş civarında olmasına rağmen konuşmakta güçlük yaşıyorsa olası bir dil ve konuşma bozukluğundan şüphe edilebilir. Daha kapsamlı bir değerlendirme için mutlaka dil ve konuşma bozukluğu alanında uzmanlaşmış bir profesyonelden destek alınması ve gerekli durumlarda ruh sağlığı uzmanına görünmesi (psikiyatrist) gerekmektedir.

Anne babalar, konuşma ve dil gelişimini desteklemek amacıyla çocukların tepkilerine karşılık vererek (sosyal ve sesli şekilde), çocuklarıyla bol bol konuşarak, kitap okuyarak, diğer çocuklarla (akranlarıyla) sosyalleşmesi yönünde teşvik ederek fayda sağlayabilir.

Konuşma Bozukluğu Düzelir mi?

Her rahatsızlıkta olduğu gibi konuşma bozukluğu da erken müdahale ve özel eğitim programları sayesinde iyileştirilebilir. Çocuklarda konuşma bozukluğu tedavisinde aile desteği ise bütün tedavi ve terapi süreçlerinden çok daha etkilidir. Çocuğunuza sabırla ve destekleyici bir tavırla yaklaşmalısınız. Attığı her adımı takdir ederek onu cesaretlendirebilir, konuşma bozukluğunu aşabileceğini anlamasını sağlayabilirsiniz. 

Tedavi yöntemleri arasında dil terapisi, davranışsal terapi, ses terapisi yer alır. Gelişimsel takip, konuşma bozukluğunun iyileştirilmesinde önemli bir husustur. Çocuğunuzun nörolojik muayenesini de ihmal etmemelisiniz. Ona sağladığınız motivasyon ve sabır neticesinde uygulanan tedavi yöntemleri, daha kolay sonuç verebilir. 

Çocuğunuzun gelişimsel bozukluk düzeyi ve rahatsızlığın tam olarak iyileşip iyileşmeyeceği, konuşma bozukluğunun tamamen düzelip düzelemeyeceğini gösterir. Tedavi sürecinde çocuğa, fizik tedavi, spor, masaj, hobiler, müzik terapi, psikoterapi gibi farklı desteklerle yardımcı olabilirsiniz. 

Çocuklarda Konuşma Geriliği Nasıl Anlaşılır?

Çocuklarda konuşma geriliğinin en bariz göstergesi, çocuğun konuşma sırasında düzgün ses çıkaramamasıdır. Yeterince iyi konuşamadığı için konuşmaktan kaçınması, sözcük dağarcığının yeterince gelişmemesi konuşmanın gelişimini engeller. Konuşma geriliği dikkat eksikliğinden kaynaklanabilir. Sebebi psikolojik temelli olan konuşma bozuklukları psikoterapi sayesinde iyileştirilebilir. İşinin uzmanı bir psikiyatrist çocuğunuzun iletişim dilini çözerek ona sosyal etkileşim noktasında rehberlik edebilir. 

Çocuklarla iletişimin daha etkili olabilmesi için başvurabileceğiniz yöntemler arasında oyun terapileri yer alır. Çocuğun hoşuna giden bir etkinliğe dikkatini çekerek burada maksimum çaba harcamasını sağlamak, dil ve konuşma becerilerini destekler. Zamanla çocuk, duyduğu sesleri taklit etme yeteneğini geliştirebilir. 

Yaşlara Göre Konuşma Bozuklukları

Gelişimsel aşamalar, çocukta olması gerektiği şekilde ilerlemezse, bu durumda bir nörolojik bozukluktan şüphelenmek mümkündür. Beklenen dil becerileri, her çocukta doğduktan birkaç ay sonra çeşitli sesler çıkarma şeklinde kendini göstermeye başlar. İlerleyen aylarda çocuklar hece şeklinde çeşitli sesler çıkarabilir. 

Yaşına girdikten sonra ve ilk birkaç yaşında anlamlı kelimeler ve cümleler söylemeye başlayabilir. Yaş grubu normları açısından çocuğun iletişim becerileri, yavaş yavaş çıkarmaya başladığı seslerle gelişir. En başta bazı kelimeleri tam söylemeseler de konuşmaya devam ettikçe, çevreden duydukları sesleri taklit ederek iletişim becerilerini geliştirirler. 

Erken çocukluk, okul öncesi ve okul çağı döneminde konuşma gelişimleri farklı düzeylerdedir. Okul çağına gelmesine rağmen beklenen şekilde konuşamayan çocukların bir uzman tarafından gelişim izleme takibine alınması faydalı olur. Çocuğunuzun yaşadığı zorluklara karşı farkındalık en önemli hususlardan biridir. Onu zorlamadan, sevgiyle ve ilgiyle yapabileceğine olan desteğinizi sunabilirsiniz. 

Heyecan Kaynaklı Konuşma Bozuklukları

Çocuklarda konuşma bozuklukları, heyecan kaynaklı da olabilir. Çocuk annesiyle babasıyla ve arkadaşlarıyla normal bir şekilde konuşabilirken sınıfta öğretmeni soru sorduğunda heyecanlanabilir. Sahnede ya da insanların karşısında konuşurken heyecan nedeniyle kekeleyebilirler. 

Stres ve duygusal tepkiler nedeniyle oluşan konuşma bozukluklarına karşı çocuğa, sakinleştirici bir tavırla yaklaşabilirsiniz. Bu kadar kişinin önünde heyecanlanman çok normal! Biliyor musun? Aslında ben de burada çok heyecanlanıyorum. İnsan bir süre sonra buna alışıyor, şeklinde ifadelerle çocuğun bu durumu normalleştirmesine yardım edebilirsiniz. Bu tip konuşmalar, çocuğun duygusunu anladığınızı ve heyecanlanmanın da normal bir duygu olduğunu anlamasına yardım eder. Sosyal anksiyete ve topluluk karşısında konuşma korkusu oluşmasına da engel olabilirsiniz. 

Konuşma sırasında heyecan nedeniyle oluşan kekemelik, heyecan geçtikten sonra normale dönebilir. Konuşma sırasında heyecanlanan çocuklarınızı nefes egzersiziyle heyecanını kontrol etmeye teşvik edebilirsiniz. Çocuğunuz heyecanlandığı için konuşmayı bir an önce bitirmek isteyebilir. Bu durumda da olması gerektiğinden daha hızlı konuşmaya başlayabilir. Bu da konuşmasının anlaşılmaz olmasına yol açar. 

Çocuk heyecanla baş ederken bu tepkileri vermesi son derece doğaldır. Önemli olanın topluluk karşısına çıkma cesareti olduğunu söyleyerek onu cesaretlendirebilirsiniz. Zamanla bu konudaki heyecanını yenmesine destek olabilirsiniz. Destekleyici tutumlar, çocukta özgüven eksikliği problemini daha kısa sürede çözmeye yardım eder. Kıymetliniz çocuklarınız, daha sağlıklı ve sosyal bireyler olsun diye, onları aktif iletişimde yer almaya teşvik edebilirsiniz. 

Konuşma becerisinin gelişmesi için çocuğun dinleme becerisinin de iyi olması gerektiğini unutmamalısınız. Konuşma kadar dinlemenin de önemli olduğunu, karşılıklı konuşmada dinleyiciye odaklanma konusunda da onu teşvik etmelisiniz. Oluşabilecek sosyal fobileri önlemenin en güzel yollarından biri, çocuğun duygularının farkında olmaktır. Yaşadığı durumun normal olduğunu, endişelenmemesi gerektiğini anladığında bir süre sonra iletişim kurmak ve konuşmak onun için daha kolay bir hal alabilir. 

Bir Çocuğun Kaç Yaşına Kadar Konuşmaması Normal?

Çocuklarınızın konuşma süreci bir anda değil, gelişimsel bir yolculuk şeklinde meydana gelir. Normal dil gelişimi olan çocuklar, bebeklik sürecinde yavaş yavaş ses çıkarmaya ve büyüdükçe önce tek heceli sesler çıkarmaya sonra da iki ve üç heceli kelimeler söylemeye başlar. Çocuğunuz bebeklik döneminden itibaren istenen şekilde ses çıkarmıyorsa gelişim gecikmesi belirtileri uzman tarafından takibe alınmalıdır.

Gelişim bozukluğu ya da geriliği söz konusu olan çocuklar erken tanı sayesinde arkadaşları gibi konuşma becerisine kavuşabilirler. Tedavi süreci ne kadar erken başlarsa canınızın yongası çocuklarınızın konuşma becerileri o kadar çabuk gelişir. Çocuğun gelişim süreci, gelişim bozukluğunun ağırlık düzeyine göre değişiklik gösterir. İletişim becerilerinin başlangıcı kabul edilen 2-4 aylık süreçten itibaren onu doğru sesleri çıkarmaya teşvik edebilirsiniz. Konuşma becerisini desteklemek için onunla konuşabilirsiniz. Bebekler, konuşma yeteneklerini duyarak ve onları taklit ederek kazanırlar.

Çocuğun normal konuşma gelişimi göstermesinde aile ve çevre etkisi yadsınamaz. Eğer çocuğunuzda duyma yitimi, duyma organlarında gerilik varsa bu durum onun olması gerektiği şekilde konuşmasını engeller. Duyma testleri sayesinde çocuğunuzda işitme bozukluğu olup olmadığını anlayabilirsiniz. 

Çocuk KBB birimine başvurarak yaptıracağınız muayene, bu alanda herhangi bir rahatsızlık olup olmadığını kısa sürede anlamanıza yardım eder. Tedaviyle desteklenerek iyileştirilebilecek duyma bozuklukları için erken müdahale azami öneme sahiptir. 

Çocuklarınızın sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişime sahip olması, iyi bir ebeveyn gözlemi ile yakından ilgilidir. Onları doğduğu ilk andan beri büyük bir özveriyle takip etmeli, şüphelendiğiniz durumlar için işin uzmanına başvurmaktan çekinmemelisiniz.

Geç Konuşma Nedir? Otizm ile İlişkisi Nedir?

Geç konuşma; dil ve konuşma alanında çocuktan beklenen becerilerin uygun yaş aralığında gelişmemesi sonucu ortaya çıkan durumdur. 18-30 ay aralığındaki küçük çocuklarda gözlenir. Çocuk, motor becerileri, sosyal beceriler açısından yaş dönemine uygun becerilere sahiptir, konuşulanları anlamasına rağmen (alıcı dil) kelime dağarcığı ve konuşma becerisi (ifade edici dil)  yaşıyla uyumlu değildir. Ailede geç konuşan bir ebeveynin varlığı da belirleyici faktörlerden biridir, erkek çocuklarda gözlenme oranı daha fazladır. Erken doğum ve normal ağırlığın altında doğumlarda da gözlenebilmektedir.

Geç konuşmayı otizmden ayıran önemli noktalar bulunmaktadır. Otizmde de dil ve konuşma becerisinin geç kazanımı ya da hiç kazanılmadığı olgular söz konusudur. Otizmde, çocuk sosyal mesajları algılama ve buna uygun şekilde karşılık vermekte zorlanır. Konuşmak yerine “işaret etmek” ya da istediği şeye ulaşmak için “ebeveynin elinden tutup götürmek” sıkça gözlenir. Geç konuşmadan en önemli farkı, geç konuşan çocukların, o sırada konuşamasa bile dili anlaması ve sosyal mesajlara karşılık verebilmesidir. Her iki durumda da çocuk ruh sağlığı alanında profesyonel birinden (psikiyatrist/psikolog) destek alınması ve yönlendirme sonucu vakit kaybetmeden müdahale alanının oluşturulması gerekmektedir.

Dil ve Konuşma Bozukluğunun Nedenleri

Dil ve konuşma bozukluğunda temel neden bilinmemekle birlikte zemin hazırlayan etkenler şu şekildedir:

Konuşma bozukluğunda en başta yer alan sebep işitme ile ilgili yaşanan sorunlardır. İşitme kaybının yanı sıra nörolojik sorunlar (beyin hasarı, zeka geriliği gibi), dudak ve dil yapısı ile ilgili sorunların da (dil bağının olması, yarık dudak ya da yarık damak gibi) eşlik ettiği bilinmektedir.

Dil ile ilgili alanlarda ise düşük doğum ağırlığı, erken doğum, anne karnında yetersiz beslenme, toksik maddelere maruz kalma, fetal alkol sendromundan bahsedilmektedir. Dil ile ilgili yaşanan sorunlarda genetik etkenlerin varlığı da (ailede geç konuşma, dille ilgili sorun vb.) bilinen bir başka sebeptir.

Dil ve Konuşma Bozukluğunda Çocuk ve Ergenlere Yönelik Müdahaleler

Dil ve konuşma bozukluğunda; yaşanan sorun alanı, çocuğun yaşı doğrultusunda uygulanacak müdahale ve terapi tekniği de farklılaşmaktadır. Kapsamlı bir değerlendirme ardından sorun alanı belirlenir ve uygun tedavi protokolü yürütülür. Genellikle başvurular, hastanelerin kulak burun boğaz bölümünden yapılır; daha kapsamlı bir değerlendirme için odyoloji bilim dalına yönlendirir. Destek alınacak birimdeki uzmanın “odyoloji ve konuşma bozuklukları” alanında eğitim almış olması tedavinin etkililiği açısından oldukça önemlidir. Tedavi protokolünde, çocuğun ihtiyacına göre uygun tedavi planı hazırlanmaktadır. Örneğin; alıcı dil becerisi (söyleneni anlama) olmasına rağmen ifade edici dil becerisi (konuşma) sınırlı olan ya da olmayan çocuklar, dil ve konuşma terapisinden büyük ölçüde yarar sağlamaktadır.

Uzman Seç

Şube Seçiniz :

Kavaklıdere İstanbul, Levent (Karanfil) İstanbul, Levent (Sülün) İstanbul, Suadiye

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.